Felçli bir bahar dokunmasın saçlarımıza
Yüreğim zonkluyor kentin gürültülerinden
Asıl beni ürküten şey bu değil,
Ağzımızdan içeri giren
Yanık barut kokusu olmasın gökyüzü,
Balistik raporlara düşmesin
Yeniden mavisi gözlerimizin
Eşkıya hikâyelerinin
Sırra kadem bastığı yer olmasın
Mehmet Akif’in
“Hangin çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım”
Dediği mekânlar.
Gülün türküsünden ağdalanmış olsun acılar,
Felçli bir bahar dokunmasın saçlarımıza,
Kanımız adak diye sunulmasın ehramlara
Çağır gelsin Karacaoğlan’ı, Yunus’u Dadaloğlu’nu,
Yüreğimin buz kesmiş limanlarında
Durdursunlar
Sehpaların korsan olmayan yasal gemilerini,
Şimdi bir ölü kadar yakınım toprağa,
Aynada gördüğüm mezar taşları,
Solgun bir çocuk resmi zarfların içinden çıkan hüzün
Kirli yollara kuşlar serpiştiren öykülerim
İçinden çıkılmaz zoraki tebessümlerle
Uçurum kenarında açan çiçeklerle,
Mülteci desinler adına kimliklerden kaçışımızın
Nereye sığınsam bıçak gölgesi düşmesin yalnızlığıma,
Başımı alıp memleket, memleket dolaştığıma,
Havada kar, ateşte su, yürekte yar üşümesin
Haklıyım,
Yıldızlar benimle doğar ışığın rahminden,
Kuşlar benimle uçar umuda yelken,
Şimdi oturup tırnak uçlarımızda büyüyen
Eşkıya hikâyelerini tercüme ediyoruz
Sözlüklerde bulamadığımız kelimelerle
Yüreğim zonkluyor kentin gürültülerinden
Asıl beni ürküten şey bu değil,
Kayıt Tarihi : 27.3.2007 21:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Hayır, hayır biliyorum.
Uğruna her şeyi göze aldıklarımız öyle kayıyor ki avuçlarımızdan.
Bizi ürkütenler aynı şeylerdir.
TÜM YORUMLAR (2)