Felaket Şiiri - Medine Huseynova

Medine Huseynova
42

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Felaket

“Dehşet”, “facia” sözleri girmişti hayatına. Kendi istemeden, beklemeden. Beklemediği için de olayın dehşetini fark etmişti.
Kendi odamda oturup yazı yazıyordum. Kapının önünde göründü. Kaşı çatılmış, gözleri yuvalarından dışarı fırlamıştı.
- Eluca hala, Aynur halanın televiziyonunda bir kadın çocuğunu öldürdü. Sonra da toprağa gömdü.
- Kaç yaşındaymış ki, çocuk? Elimi yazıdan çektim. Aynı zamanda çölde fırtınaya düşüp de yönünü kaybetmiş insanlar gibi olayın etkisinden durumu değişmiş ufaklığın dünyasında yakınlık yaratmak için, bu olaya bir de büyüklerin renk katması gerektiğini düşündüğümden konuşmaya başladım.
- Küçücük, minnacık bir çocuğu... Konuşa konuşa gözlerini kıstı. Küçük ellerini birbirine yaklaştırdı. Lafını bitrdikten sonraysa elleri birbirine yapıştı. Bu kez konuşmaya kapı ağzında duran annesi mudahele etti:
- Her hâlde çocuk, annesinin sözünü dinlememiş, annesi de o yüzden sinirlenerek çocuğunu öldürmüş...
Bu olayın açıklamasında ufaklığın annesi kendi düşüncelerini söyledi. Çünkü, o da ara – sıra söz dinlemiyor ve annesini çileden çıkarıyordu. Ama, o televiziyonda gördüğü görüntülere bir türlü olumlu bir bakış kazandıramıyordu. Bu nedenle de olayın gidişatını yumuşaltmaya başladı:
Diyelim annesinin dinlemedi. Basıp ütüyle yaksaydı annesi çocuğunu. Biliyordu ki, yanık çabuk iyileştiriyor. Geçen kış da ütüyle parmağını yakmıştı, önceleri çok ağladı, daha sonraysa farkına bile varmadı acıların. Sonralar her zaman o yanık yerine baktığında ağlayası geliyordu. Görenler iyileşeceğini söylüyorlardı. Bir gece daha uyuyacaksın. Sabah bakacaksın ki, iyileşecek. İyileşti... Ama herkesin bir gece sonra degil, ve kendisinin dikkatini çekmediğinde
O olaydan sonra annesinin ihtiyar bir babaannesi vardı, o ölmüştü. Bir gün odaya girip babaanneyi kendi yatağında göremeyince şaşırmış, dedesine sormuştu:
- Âdil dede, Gülzar nine nerede?
- Öldö.
“Ölüm” kelimesinin anlamını anlamayan çocuk hiçbir şey düşünmeden, aceleyle söylemişti:
- Peki, nerede şimdi?
- Götürüp toprağa gömdük.
Babaannenin yatağı o günden sonra boş kaldı. Bu boşluktan çocuğa kalansa “Ölmüş, topraga gömülmüş biri kesinlikle geri dönmez” düşüncesiydi. Boş kalmıştı küçük dünyasında babaanne yeri.
Bir gün de boş kalabilirdi onun ana merhametinin yeri... Hissettim ben bunu, çocuğun hiç görmedigi bir diğer çocuğu öldürüp toprağa gömmüş annenin suçuna kabullenemeyip ağladığında.
O olayı konuşup bitirdikten sonra yere serilmiş halının üzerinde oturdu. Kiprikleri ıslanmıştı. Elvan desenli halıyıysa babaannesi dokumuştu.

20 İnam Günü, Hazan Ayı,
24 -cü il

Bakü 20.10.02

Medine Huseynova
Kayıt Tarihi : 6.7.2007 13:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Medine Huseynova