Penceremde alay ıslıkları öttüren fırtınanın, apak bir sis bulutu altında
kapkara umutlar doğuruşuna şahitlik ederken vicdanımla,
kapıyı çalmadan çıkagelen ayçasın, kara umutların ve ak bulutların ardından doğuşunu müjdeleyerek.
Müjden mukaddestir, heyecanın akıl almaz.
Git diyemem, gönlüm misafirperverdir,
kal diyemem, bakışların kalbime sığmaz.
Sular gibi bir alçalıp bir yükselirken gönlüm, aklım ve mantığım,
dikiliverirsin karşımda tüm doğruların, yalansızlığın ve berraklığınla,
yavaş ve emin adımlarla yaklaşarak.
Kızıl alevleri korlaşmaya yüz tutarken, bir odun da sen atıyorsun şöminenin ateşine en güzel sarışınlığınla.
Atma diyemem kalbim hızla çapmaya hasrettir,
at diyemem umutlarım hüsrana gebedir.
Sen mağlubiyetlerin doğum sancısını yaşarken nemli yeşil gözlerinde,
ben zafer çığlıkları atmaya hazırlanıyorum sana açılan penceremde.
Sen yeniksin bense yanık ortak sayılabilecek geçmişimizde,
nasıl mutluluk bizim olmasın, Anka kuşu misali yanmış küllenmişiz evvelce…
Ruhum müstesna bir paylaşımın başlangıç çizgisinde,
al dedemin mirası(zaman) senin olsun,
yeter ki kirpiklerinin altında kandil gibi yanan kısık gözlerin umutla dolsun…
Kayıt Tarihi : 1.12.2009 19:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!