Edirne de doğdum.Babamı küçük yaşda kaybettiğim için,
kendisini hiç tanıyamadım.Hayatın yükü ve yaşamın açımasız
lığını o küçük yaşlarım da tanımaya ve öğrenmeye başladım.
ilk,orta ve lise tahsilimi böyle tamamlamışken,1979 yılın da
dönemin siyasi olayların dan dolayı üniversite eğitimini yarım
bırakarak askere gittim.Denizci olarak ifa ettiğim askerlik
görevimden döndükden sonra,1982 yılında evlendim.Bu evlilik den,Şu an 27 yaşında olan oğlum var.Kulüb,dernek ve
vakıf faaliyetlerimin ardından,1999 yılın da özel bir şirketden
emekli oldum.Ayni şirket de:10 yıl daha çalıştık dan sonra:
geçirdiğim bir kaza neticesin de,iş hayatıma son vermek
durumun da kaldım.Halen İstanbul da yaşamak da:en büyük
hobilerim:edebiyat,şiir ve sporla uğraşmakdayım.1975 yılından 2001 yılın'a kadar olan şiirlerimi,Darağacın da Sevdamız adlı bir şiir kitabın da topladım.Halen yazmak da ve
ikinci bir kitabı çıkarmak arzusundayım.Kitap haricin de bugün'e kadar 200 den fazla şiirim çeşitli yayın organları ve
edebiyat dergilerin de yayınlanmış bulunmakdadır.Kafiyeli
şiirlerim yanında daha çok serbest tarzda,hüzün,sevda ve ölüm temalarını işliyorum.şiir yaşamımın en önemli dalı olarak
devam etmek de ve edecektir...
Eserleri
2001 yılında DarağacındaSevdamız, 2010 yılında Gönlüm Sevdana Rehin adın da basılmış olan 2 şiir kitabım bulunmaktadır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!