Ermeni'yle Fransız verdi omuz omuza
Gözü dönmüş caniler dadandı yurdumuza
Kibirli şövalyeler "zafer" yazdılar buza
Dörtyol ufuklarından bir güneş doğdu o gün
Hürriyetin ışığı zulmeti boğdu o gün
Gözü dönmüş caniler her ne varsa yıkmıştı
Dörtyol'un sakinleri tacizlerden bıkmıştı
İlk kurşunu düşmana Mehmet Çavuş sıkmıştı
Esaret ateşinde kadın erkek yanmıştı
Özerli birlik olmuş, uykudan uyanmıştı
Baruttan gemileri yakıp geldi yiğitler
Asi Nehri misali akıp geldi yiğitler
Gökte şimşekler gibi çakıp geldi yiğitler
Şühedanın kanıdır bayrağımdaki allar
Zafer bahçelerinde meyveye durdu dallar
Kadın, erkek, kız, kızan; milletçe alperendik
Yalanın hareminde hakikati görendik
Bir avuç kahramanla Fransız'a direndik
Yurduma göz dikene mezarlar kazdı millet
O gün Hatay Dörtyol'da bir destan yazdı millet
Köye giden yollara etten duvar ördüler
Küstah Ermenilerin defterini dürdüler
Alçak palikaryanın hesabını gördüler
Karakış ortasında bahar ve yaz düşlendi
Millî Mücadele'nin fitili ateşlendi
Bu vatanın uğruna kurban ettik koçları
Dörtyol'u canlarından çok sevmekti suçları
Bayraklarla süsledik kaleleri, burçları
Yurt aşkı oğul verdi paşasında, beyinde
Karınca fili yendi Karakese Köyü'nde
Tanyerinin bağrına yıldızlar aktı gece
Ölümsüzlük ufkundan şimşekler çaktı gece
Bir mücrimin kalbini hicranlar yaktı gece
Ayrılık yağlı urgan, yüreklerde dağ oldu
Karanlık gecelerde umutlar çerağ oldu
Yurt için atan yürek vedalaşırken gamla...
Toprağı tutuşturdu gözden düşen son damla
Kehkeşanlar raks etti o nuranî ecramla
Kuva-yı Milliyeci kanıyla yazdı destan
Zaferin ertesinde millet kurtuldu yastan
Bayrağa al rengini veren sensin ay oğul!
Cennet bağından güller deren sensin ay oğul!
Yalnız gönül gözüyle gören sensin ay oğul!
Ey bu cennet vatanın bağrında yatan yiğit!
Şehadet şerbetini gönlünce tadan yiğit!
Melekçe yaşadınız, iblise uymadınız
Baharda göçtünüz siz, dünyaya doymadınız
Kalelerin burcunu bayraksız koymadınız
Zafer muştuladınız, siz yendiniz her zoru
Bir ömür taşıdınız avucunuzda kor'u
Karakış ortasında yüreklere har düştü
Zalimlere karakış, mazluma bahar düştü
Vatan düşmesin diye körpe kuzum, yâr düştü
Karanlığa bir ışık yakmıştı Mehmet Kara
Dokuz Ocak gelince iyileşti her yara
Kuru bağa can verdi demet demet akışlar
Düzlüğü müjdeledi nefes kesen yokuşlar
Göklere hâkim oldu kanadı kırık kuşlar
Umutlar filizlendi idraklerin vehminden
Yepyeni bir çağ doğdu hakikatin rahminden
Zaman, yekpare zaman, küçülüp bir an oldu
Bire bin verdi başak, birdi can, bin can oldu
Göçtünüz yıldızlara, sırrınız nihan oldu
Şimdi çöller Mecnûn'a, Ferhat'a dağlar hasret
Kuru dallar meyveye, tohuma bağlar hasret
Ana arı göç etti, kovanlar viran şimdi
Gidenlerin ardından gönüller niran şimdi
Rüzgârımız kesildi, dönmüyor devran şimdi
Yürek yetim kalsa da, öksüz kalmadı vatan
Çınarın kökü sağlam, köksüz kalmadı vatan
Nice baharlar saklar kara kışımız bizim
Düşmana yâr edilmez bir tek taşımız bizim
İlk kurşun şerefiyle diktir başımız bizim
Haysiyet cellâdına biz gösterdik onuru
Bu köhne çağ eskisi özlemekte o nuru
Dörtyol'a göz dikenler kahru perişan oldu
Yiğidim kanlarınız bayrağa nişan oldu
İsminiz tarihlere şeref oldu, şan oldu
Bir yanda Kara Hasan, bir yanda Hacı Emin
Size cennette bekler Rahmetellil Âlemin
Kayıt Tarihi : 17.12.2022 22:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nihat Malkoç](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/12/17/fecirde-kiyam-nesideleri.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!