Öyle böyle değildi benim kavgalarım,
İç içeydi, göğüs göğüseydi vuruşmalarım.
İsyanımı yumruklarla duvarlara taşımıştım,
Kırıp dökmüştüm yaşadığıma dair tüm izleri.
Sus pus olduğum gecelerin sabahında,
İsyanımı bastırmıştım avucumun içinde,
Sevdaya yenik düştüğümü ben bile kabul edemedim.
Ben ki; dağların özgür kızıydım,
Ben ki; bana düşman olduğum günlerde,
Yırtarcasına yüreğimi delerken sana kıyamadım.
Mektuplarını iliştirdim yastığımın altına,
Ellerini tutup öpe öpe uyudum kaç gece.
Kokunu çektim doyasıya öylece.
Evet hayaldi bunlar ama olsun
Ne zararı vardı, bundan kime ne?
Hükmettim zalim kral gibi sevdayı sunan yüreklere,
Acımadım onların döktüğü bir damla çiğe,
Ben yandım, yandım da
Görmedi inan bir tek puslu gece.
Kılıç kalkanımı indirmezdim savaşlarımda da,
Bir sana yenik düştüm sebepsizce.
Sorgusuz sûalsiz astın beni her gece.
Ne aradım seni kör kuyularda,
Ne aradım yüreğimin yaralarında,
Geldin de ne oldu sanki?
Bitti mi çektiğim bu işkence?
Yeter deyip yolları yarıp gelesem geldi,
Yeter deyip tutup kollarından kaçırasım geldi,
Ben köle iken sana,
Sen köle olmuşsun kurda kuşa.
Nam saldı sevdam karanlık dağlarda,
Bir sıkımlık kurşunum yeterdi de bu cana,
Sana hasretlik fena koydu bu sevdalıya.
Yandığımı görmedin, yanamadın benim gibi,
Mutluluklar bıraktım kapına dün gece,
Aç yüreğine koy dedim.
Ben anladım ki gülüm,
Ben sana fazla geldim.
Kayıt Tarihi : 12.11.2009 23:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!