7 Nisan 1932 - 7 Haziran 2012
Türk’e zulmedilir mi Türk Milleti adına
Baldıran zehiridir bir baksanız tadına
Hadi başörtüsünü, kapalıyı reddettik
Söyleyin çıplaklığın faydası ne kadına?
12.05.2008/Vakit
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Muhterem üstadım..Birşeyler yazmak haddim deyil. Hüdam sizin gibi gerçekci şairlerimizi çoğaltsın. ben SUSU YORUM...
Ve iki damla gözyaşı bırakıyor saygılar sunuyorum esen kalın..
şüphesiz yaşayan en büyük şair abdurrahim karakoç allah kaleminizi ve yüreğinizi daim etsin ve uzun ömür versin ,,bu şiirinizde çok anlamlı ...tebrikler
ellerinden öperim binbir hürmetle üstad...söylenecek söz bırakmıyor şiirleriniz...
ustama saygılarımla...
SEVGİLİ USTAM,
ŞİİRLERİNİZİ BELKİ YİRMİ YILDIR TAKİP EDİYORUM, VE BEĞENİ İLE OKUYORUM. ANCAK BU ŞİİRDEKİ BİR ÇARPITMA, BELKİ GÖRMEZDEN GELME YOK MU SİZCE. ÇIPLAKLIĞI HAYASIZLIĞI KİM İSTİYOR Kİ. BELKİ BİRKAÇ KENDİNİ BİLMEZ. İZLEMİŞSİNİZDİR, UĞUR DÜNDARIN BİR PROĞRAMINDA KOCA KOCA HERİFLER 80-90 YAŞINDAKİ ŞEYHLERİNİN ŞEYİNİ ÖPMEYİ (ADINA DA KENDİ ARALARINDA MUZ YEME DİYORLARDI) SANKİ İSLAMİYETİN, SANKİ TARİKATIN BİR GEREĞİ GİBİ YAPIYORLARDI. ŞİMDİ İSLAMİYET, ŞİMDİ TARİKAT BÖYLE BİR ŞEY DESEK YUNUS'A HACI BEKTAŞİ VELİ'YE, YANİ BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERE SAYGISIZLIK OLMAZ MI. VE BİZ ŞİİR YAZANLAR DA! SIRF OY AVCILIĞI UĞRUNA BUNLARI KULLANANLARIN POLİTİKASINA ALET OLMUYOR MUYUZ? KANIMCA BU ÜLKENİN AÇLIK, SEFALET, SÖMÜRÜ, YOLSUZLUK, YOKSULLUK ULUSAL DEĞERLERİMİZİN YOZLAŞTIRILMASI, HALKIN CEHALETİ, ''AYDINLARIMIZIN!'' ÇANAKÇILIĞI,GİBİ DAHA YAKICI SORUNLARIMIZ YOK MU? VE BİZİM DE BU KONUDA SÖYLEYECEKLERİMİZ.
KÖY YERİNDE KÖPEKLERDEN KORUNMAK İÇİN ÖNÜNE DIKIM ATARLAR, KÖPEK ONUNLA OYALANIRKEN YAPARLAR YAPACAKLARINI. BİZ BAŞ ÖRTÜSÜYLE OYALANIRKEN NE DEĞERLERİMİZ GİTTİ FARKINDA MIYIZ?
HOCANIN GÜLÜŞÜ'NÜN KÜSTÜĞÜNÜN; YUNUSUN BİLİŞİNİN , KÖR OĞLUNUN ÖLÜŞÜNÜN, YUNUSUN GEL DEYİŞİNİN SUSTUĞUNUN FARKINDA MIYIZ BE USTAM?
TÜRKÜLERİMİZ, NİNNİLERİMİZİN, MANİLERİMİZİN NEYE TESLİM OLDUĞUNUN FARKINDA MIYIZ?
ÜLKEMİN ALIN TERİYLE, ŞEHİTLERİN KANIYLA KAZANILAN DEĞERLER KİMİN ELİYLE PEŞ KEŞ ÇEKİLİYOR.YA DA HALKIN FARKINA VARMASI İÇİN NE YAPIYORUZ. DURMADAN BİZİ BİRTAKIM YAPAY SORUNLARLA OYALAYANLAR BİRİBİRİMİZE DÜŞÜRENLER ELİYLE OLUYOR TÜM BUNLAR.ÖRNEĞİN ŞU ANDA TELEKOMDAKİ HİSSESİNE 20 MİLYAR DOLAR BİÇEN ULUSLAR ARASI SERMAYEDER BUNU KAÇA ALDI DERSİN? CUMHURİYETİN KAZANIMLARI YOK PAHASINA SATILDI YERİNE NE KONDU USTAM. KAÇ FABRİKA YAPILDI YOKSUL ÇALIŞSIN DA SOKAĞA DÜŞMESİN DİYE.
TÜM KADINLAR BAŞÖRTÜSÜ TAKSA HATTA BURKA , BU GİDENLER GERİYE GELECEK Mİ?
ÇİNLİLER TOPRAK İSTEDİĞİNDE. ''ATIMI OTAĞIMI ALIN, KADINIMI ALIN, AMA BİR KARIŞ TOPRAĞIMI VEREMEM ; ÇÜNKÜ TOPRAK MİLLETİN MALIDIR'' DİYEN; GİRİT'İ PARAYLA ALMAK İSTEYENLER OSMANLI HAKANINDAN: FİYATINI SORDUKLARINDA.: '' ŞU KADAR BİN CAN! '' DİYE CEVAP VEREN. ''HİÇ BİR MİLLET YOKTUR Kİ BAŞKASININ TAVSİYESİYLE KALKINABİLSİN''....DİYEN ATALARIMIZI NEREYE KOYACAĞIZ. YOKSA BOŞA MI ÖLDÜ ONCA ŞEHİT?
ÖRTÜNMEYLE İLGİLİ TOPLASAN BEŞ AYET VARDIR. YA DİĞER AYETLER HADİSLER NİYE GELMİYOR GÜNDEME MESALA GAYRİMÜSLÜME TABİ OLMAYI, GAYRİMÜSLÜME HİZMETİ: ZULME, SÖMÜRÜYE, NAMUSSUZLUĞ KUL HAKKINI ALLAHIN KENDİ HAKKINDAN DAHA ÖNEMLİ GÖREN HADİSLER, AYETLER NİYE GELMİYOR GÜNDEME.
İSLAMIN ŞARTI BAŞ ÖRTÜSÜ OLMADIĞI GİBİ BEŞ DE DEĞİL USTA BANA GÖRE.BAŞÖRTÜSÜ DE DEĞİL. 6666 AYETİN TAMAMIDIR İSLAMIN ŞARTI.
HALKIN , YETİMİN, ÖKSÜZÜN, TÜYÜ BİTMEMİŞİN VERGİLERİYLE YAPILANLARI, DEVLETİN HAZİNESİNİ, OĞLUNA KIZINA, YANDAŞLARINA, SIRF İKTİDARMDA KALMAK İÇİN SES ÇIKARMASINLAR DİYE PEŞKEŞ ÇEKECEKSİN SONRADA BİZE İSLMİYET NUTUKLARI ATACAKSIN. VE BİZ DE SESİMİZİ ÇIKARMAYACAĞIZ YOK USTA. KENDİN MALI GÖTÜRCEKSİN GARİBAN MÜSLÜMANI BAŞ ÖRTÜSÜ, KIL, KEÇE KANUNLARIYLA OYALAYACAKSIN. AÇLIKTAN KENDİNİ SATAN MÜSLÜMAN ÇOCUKLARINA NE YAPIYORSUN? RAMAZAN ÇADIRLARINDA YEMEK SIRASI BEKLEMENİN NE ONUR KIRICI ŞEY OLDUĞUNU BİLİR MİSİN USTA. SEN HİÇ AMELE PAZARINDAKİ İŞSİZLERİ ''BENİ AL AABİ KAÇ GÜNDÜR İŞSİZİZİM22 DİYE YALVARANLARI GÖZLEDİN Mİ?
BİLİYOR MUSUN USTA İNSANA KUL OL DEDİĞİ İÇİN EN BÜYÜK MELEK MELEK-İ TVUS CENNETTEN KOVULMAYI GÖZE ALMIŞ. YANİ KUL OLMAYA CENNETTEN KOVULMAYI ŞEYTAN OLMAYI YEĞLEMİŞ. KENDİNİ YARATANA BİLE KARŞI GELMİŞ KUL KÖLE OLMAMAK İÇİN. KALDIKİ KUL OLACAĞI , HİZMET EDECEĞİ ABD, DEĞİL, AB DEĞİL, YARATILMIŞLARIN EN ÜSTÜNÜ İNSANI KAMİL Dİ. ŞEYTAN KADAR DAMI ONURSUZUZ BE USTAM
VE PEYGAMBERİMİZ DEMİYOR MU'' HAKSIZA , ZULME SUSAN, DİLSİZ ŞEYTANDIR''
DÜNYA DA İKİ ÇEŞİT MİLLET VAR SÖMÜRÜLEN, SÖMÜREN. BAK TV.LER BANKALARIN , BASININ BİR BİR EMPERYALİST ÜLKELERİN ELİNE GEÇİYOR. GEÇTİ. GENÇLERİMİZİN AHALKINI, DÜŞÜNCE YAPISINI DA BURADAN EMPOZE EDİLEN FİKİRLER BELİRLEYECEK. VE BELİRLİYOR. 90 LI YILLARDAKİ YURT MİLLET SEVGİSİ DİYEN, SÖMÜRÜYE AHLAKSIZLIĞA HAYIR DİYEN GENÇLİĞİN YERİNİ NASIL BİR GENÇLİĞİN ALDIĞININ FARKINDA MIYIZ?
BEĞENİLMEK İÇİN ,KÖR NEFSİMİZ İÇİN, İNSANIN ÇOĞUNDAN YANA OLMAK MI, DOĞRUNUN YANINDA OLMAK MI ?
ADAM NAMAZ KILIYORMUŞ. O SIRADA BAKARKİ KURT GELİYOR EŞŞEĞİNİ YİYECEK.
ADAM NAMAZINI BOZMADAN KURDU KAÇIRMAK İÇİN BAŞLAMIŞ ''VEŞŞEMSU VEDDUHA HA HA. VELGAMER İZA CELA HA.! HA! YAHŞA BENA YAĞŞA HA! HA !'' DİYE SURE OKUMAYA.
AMA KURDUN ALDIRDIĞI YOK HA BİRE GELİYOR,ADAM DA SUREYİ OKUMAYA DEVAM EDİYOR . EN SONUNDA YANIANDAKİ OĞLU DAYANAMAZ VE:
BABA SURENİNI YOK FAYDAS BIRAK SUREYİ SEN ÜRÜMESİNİ BİLİYORSAN ÜRÜ BELKİ KÖPEK SANIP DA KAÇAR DER.
USTAM BAŞ ÖRTÜSÜNÜN FELAN BU SÖMÜRÜYE , BU NAMUSSUZ DÜZEN FAYDASI YOK, KENDİ KÖYÜMÜZDE EL OLDUK . ÜLKENİN DEĞERLERİ BİR BİR ELDEN GİDİYOR, ADAMLAR TOPUYLA, POPUYLA
LEJYONERİYLE, MİSYONERİYLE, DOLARLARIYLA,
ÇULLANIYORLAR ÜSTÜMÜZE.
NAZIM HİKMET, KURTULUŞ SAVAŞI DESTANINDA MANDACILARA SESLENİEKEN ''EN ACISI KENDİ KÖPEK DÖLLERİMİZ'' DİYE SESLENİYORDU.
YARIN ÜLKE GİDERSE BAŞ ÖRTÜSÜ DEĞİL DON DA BULAMIYACAĞIZ YA YOKSULLUKTAN YA DA YOZLAŞMIŞ OLMAKTAN...
TEMSİLDE HATA OLMASIN. SEN ÜRÜMESİNİ BİLİYORMUSUN!
Sevdandan vurmuşlar yoktur çaresi
Gayrı bakılacak yüzü kalmamış
Bu sendeki hovardalık yarası
Tarlada tapanda izi kalmamış
Utan Karadeniz Akdeniz utan
Yoksulluktan öldü şurada yatan
Senin kızın kendini satan
Ortaya çıkacak yüzü kalmamış
Eğil Ağrı dağı utan da eğil
İnsanlığa değil paraya meyil
Giden gelir ama eskisi değil
Kurt girmiş gövdeye özü kalmamış
Ne yol belli ne iz birlik bozuldu
Bereket kalmadı dirlik bozuldu
Söz ayrı öz ayrı erlik bozuldu
Nerde köroğlu’nun izi kalmamış
Haspanın oyununda biz mat olduk
Sanki kıyamete alamet olduk
Biz yedi düvele malamat olduk
Bu toprağın tadı tuzu kalmadı
Seçtiğimiz gitti ele kul oldu
Emeğimiz boşa gitti kül oldu
Namussuza devletlimiz kul oldu
Sömürünün azı uzu kalmadı
Harami elinde kalmış umutlar
Adil değil bize gelen komutlar
Halımıza ağlar gara bulutlar
Hep vurulduk sizi bizi kalmadı
M. NAZİK 14. 08. 2008 MERSİN
SAYGILARIMLA USTAM?
hayran larınızdanım yüreğinize sağlık abdurrahim karakoç
Yağarken toprağıma, azap yüklü sağanak /
Ne beyaz gömlek isterim, ne de kara çarşaf /
Mahremin aslı kitapta, söyle söyle sahaf /
Uyan can uyan canan, sular akmıyor berrak /
Degil miyiz hepimiz, aynı mekana uğrak /
Arap çölüne döneriz, esmese bu bayrak
MÜSADENİZLE BU YAZIYI PAYLAŞMAK İSTİYORUM..KALEMİNİZ SESİ MÜKEMMEL...TEBRİKLERİMİ SUNUYORUM..
Kalabalıkta özellikle o dikkat çekiyor. Yakası açık bırakılmış, kolları kısa tutulmuş, eteğinin ucu hayli yukarıdan kesilmiş, beli iyice daraltılmış elbisesi değil dikkat çeken. Elbiseden taşan beden parçaları.. O elbiseyi özenerek seçmiş olmalı. “Üzerinde güzel duracak” demiş olmalılar. “Bana yakışacak” diye umutlanmış olmalı. Ama hoyrat bakışlar, elbiseyi değil, elbiseden arta kalan kısımları süzüyor. Öylesine yok gibi ki elbise hepten çıplak kalmak istediğini haykıran bedenin üzerinde “engel” gibi duruyor. Bedenin tamamlayıcı parçası değil, “fazlalık” gibi görünüyor.
Bakılsın diye oradaydı bedeniyle. Bakıldıkça varolacağına inandırılmıştı. Bir tür bakılma açlığı ile donanmış olmalıydı. Farkında olmadan, diğer gözlerin “nesne”si haline getirilmişti. Öyle bir nesne ki, üzerine bakış düşmediğinde karanlıkta kalıyordu. Gözler üzerinde olmadığında kıymetini kaybettiğini sanıyordu.
Gözlerin kayması için açıkta bırakılmış bir bedene, teşhir etme niyeti de eşlik ederse,-bu niyetle bakılanın gözleri de sizin bakan gözlerinize kilitlenmişse- kendi içinde tutarlı bir sahne seyredersiniz. Seyredilmek isteyen bir ruh ve seyredilen bir beden, birbiriyle yan yana, kardeşçe oturuveriyorlardır: Sorun yok gibidir. Ama çıplak bırakılmış bedene, içindeki ruh başka telaşlar peşinde koştururken gözünüz kaydığında, mağdur edilmiş bir beden buluyorsunuz karşınızda. Uçağa yetişme telaşının sardığı, tatilden dönme hüznünün hükmettiği bir ruhun ardı sıra yürüyen, hâlâ daha plaj kıyafetine takılmış bir beden, gözünüzün önünde, birden bire çıplaklaşıyor, topraklaşıyor, et ve kemik soğukluğuna düşüyor. “Açılmış” değil “açıkta bırakılmış” oluyor.
Onu o çıplaklığa özendiren tüketim mekanizmalarıyla paketlenmiş, onu açıklık içinde utanmaktan alıkoyan ısrarlı teşviklere sarılmış bir cesedi sürüklüyor ardı sıra. Kadın bedeninin özellikle sivriltilmiş bir kaç detayına indirgenmiş bir kişilik sergisine icbar edilmiş, zorlanmış, itilmiş oluyor. Özel bir insan olarak yaratılmış, yüzü özel, duyguları biricik, kalbi bi’tane, varlığı müstesna bir kadını, “her kadın gibi” eyleyen, “herhangi bir kadın” gibi “den den”leştiren, sıradan bir serinin modüler parçası kılan sürecin ucuna yerleşiyor: Kalça hareketleri kadar var olan bir kadın. Göğüs dekoltesi kadar öne çıkan bir kadın. Yüzünden çok belden aşağısı muhatap alınan bir kadın. Kişiliği dişiliğine kilitlenmiş bir kadın.
Mağlup, mağdur, mazlum o. Kendi rızasının şimdi ve burada olması bir şeyi değiştirmiyor. Kendi rızasını iptal eden, kendi iradesini unutturan, utanma duygusunu uykuya yatıran hayli uzunca, karşı konulmaz ve sistemli bir ikna sürecinin kurbanı.. Ara sıra, varlığını hatırlatan o kadınsı irade, o utanç duygusu hiç uzamayacak eteğini refleksif bir hareketle çekiştirtiyorsa da ona; nafile. Bedeni üzerine yapışmış gözleri kabullenen, yaban bakışları evcilleştiren bir çaresizlikle oturduğu yerde oturtuyor onu görünmez bir iktidar. Alnına boncuk boncuk dizilmeye hazırlanan utancını müşfik bir el hareketiyle siliveriyor. Bir anda çıplak olarak yakalandığını hissettiği o nadir şaşkınlık anlarında gözlerini kurnazca kapatıveriyor. Sakinleştiriyor onu, uysallaştırıyor, hırçınlığını gideriyor.
Kendinden uzağa düşürüyor kadını çıplaklık. “Kendine özel”, “sahici” ve “sahih” bakışlar arıyor boşuna. Baştan ilan edilmiş bir sadakatsizlik vardır çıplak bedende.. “Bakan sadece sen değilsin ki bana!” “Ben bütün bakışlara açı(ğı)m.” “Bunca bakanım var benim.” “Sen de kim oluyorsun?” Galip gibi duruyor ama mağlup. Zulmediyor görünüyor ama mazlum. Kadir kıymet bilmiyor ama kadir kıymeti de bilinmiyor. Mağdur ediyorken mağdur ediliyor.
“Açık”ta bırakılmış kadın, sırf şehvet üzerinden tanımlanıyor. “İnsan”da olan ama tümüyle “insan” olmayan bir şehvet üzerinde dikelmeye zorlanıyor. Böylece, “dişi” yanı “kişi” yanına galip getiriliyor. Olan “kişi”ye oluyor. Önce ve hep “insan” olan kadın, bedeninin kıvrımlarına sürgün ediliyor, teninin sığlıklarında hapis tutuluyor. Kadın ruhu, kadın bedeninin altında eziliyor.
Örtünmek, kişiliğini dişiliğinin üstüne koymaktır. Kendini sonsuza saklamaktır. Kadınsı merhameti, kadınsı inceliği, kadınsı zerafeti ipekten tüller ardına saklayıp inci gibi büyütmektir örtünmek. “Tesettürsüzlük nedir?” diye sorsaydınız bana, “Kadının dişiliğini kişiliğinin önüne geçiren her haldir” derdim... Bir “kişilik tutulması”... Bir “kadınlık eklipsi”... Ay tutulur ya hani dünyanın gölgesi üzerine düştü diye. Dişiliğin kişiliği gölgede bırakıp kadın ruhunu gözden kaçırdığı bir tür eklips hali bu.. Saçları kapatmaktan fazlası: Kadın ruhunun bedenle kapatılması...
Yine tercüman oldunuz hissiyatımıza...
Şimdiye dek böyle bir sorunu yoktu, bu milletin.
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta