FAY HATTI
Ne zaman
Geçmişe dönsem yüzümü
Su dilenir doymamış yanlarım.
Tarih sancılarını taşır kendi içinde
Deli zamanlar bir kriz doğurur
Özlemler alır
Götürür derinliğine umudu
Sessiz bir ölüm
Girer sokakların yüreğine...
Sarsıntıların ortasına düşer
Işık sızmaz gecede
çığlığı bebeklerin!
Henüz doğmamışlığın
duvarlarından gelen ses..
Bedenimin acılarını
Sarmıyor gayrı ellerim
Taşıyamıyor acısını çığlığımın
Korkuların kırıldığı yerde!
Susmuş insanların dilleri...
Çocukların gizemli gülüşlerinde Dona kalır sevda.
Fay hattında yüreğim...
Yaşayan ne varsa sarsıntıda
Ölümün adını kazıdığı günlükler
Çoğalır sayfa sayfa..
Kabardıkça daralıyor döşüm
Hayat gemisi kıyıya vurmuş
Son seferinde alabora ümitler
İçi boş bir yaşam sundular
bizim gibilere....
Siren sesleri korku taşıyor.
Geceye serpilmiş düşlerime…
Göğüs kafesime saplanan sancı
Sıyrılıp
Uykunun tutsaklığından
Bulanık yüzleri
Gömmekte gözlerime.
Son kez
Sesim dökülüyor bedenimden
Dudaklarında
Saman sarısı yangın.
Dilimde büyüyen çığlık
Sesimi duyan var! mı?...
Yarada hançer oynaması gibi.
Acıtıyor bedenimi her şey.
Ümit kıskacında geleceğin
Fay hattında yüreğim…
FAY HATTI 2
Ey yüreği parçalayan kurşun
Demiri delen çelik
Ocaklarda tavlanan bilinç
Haberin var mı?
Madencinin kazmasıyla
sökülüyor dağların yüreği!
Görüyor musun?
Yenik yanlarımı kuşatan karanlık
Gün doğmaz
Ölü gözlerine cesetlerimizin
Sokaklarda
Depremin ayak izleri
Fay hattında yüreğim..
Bataklığın kaba timsahları
Azı dişlerini bileyerek dolaşıyor
Şehrin caddelerinde.
Göz yiyen balıklarla dans ederek
Sürüngenler
Sarmış ölü bedenleri.
Birden
Dalıp gidiyorum
İçimedeki kanlı geçmişe
Tarihin derinliğinde.
Kendi ciğerlerini
Parçalıyor aç insanlar
Ölü bedenler yağmasında çapulcunun.
Altıncı filoya
Peşkeş çekilirken halkımız
Altmış sekizde isyanda yürek
Sarsıntıya düştü liman
Bahardan önce
Tutuştu nevroz ateşleri
Çiçek düşleminde
Filizler koparıldı
Yetmiş iki martında.
Mayıs ta sallantıda yurdum
Deniz kuşatmış Ankara sokaklarını.
Yetmiş yedi de taksim sallanıyor
Ayak esleriyle emekçinin
Sokaklar
Depremin ayak izlerini taşıyor
Fay hattında yüreğim..
FAY HATTI 3
On iki eylül
Cunta yasalarıyla parçalandı ekmek
En büyük lokmasını çaldılar soframızın.
Grizular patlamakta anaların yüreğinde
Aç çocuklar payını aldı göçüklerden
Zaman..
gerisinde gitmemizin utancıyla çıldırdı.
Harabeler altında saklı
mutluluğun resmi..
Yaşamın depremi sevişirken ölümle
Sarsıntıya düştü körfez
İzmit sallanıyor
Yalova!
Gölcük sallantıda:
Harabeler altında kalıyor çaresizlik
Solgun dudaklar yağmasında çapulcunun
Yüreğini çalıyorlar ölülerimizin
İstanbul sallanıyor bedenimde.
Marmara ya akıp gidiyor sevdalar
Yılan balıkları iş başında
Rant peşinde yönetenler.
Ölülerimizin üstünden geçen yasalar
Çalıyor çocuklarımızın geleceğini
Sessiz ölüm soluksuz düştü geceye
On binlerin son nefesi kalıyor dudaklarında
Sokaklar çığlık çığlığa
Bedenin sallantıda
fay hattında yüreğim
Sokaklarda hala belirgin
Depremin ayak izleri!
Yüreğim fay hattında………
Yıllardır yaşamın depremleriyle yaralar alarak hayatını sürdüren emekçi halkım.
sonunda kırılan fayların, yarattığı depremlere,yenik düştüler.
Selam olsun güneşe yüz dönmeden ana karnında karanlığa gömülen yarınlara.
Fayın ve hayatın depremlerinde yaşamını yitiren tüm insanların önünde saygıyla eğiliyorum.
Abdullah Oral.. Ozan Vurguni.
yüreğimizdeki sevda ve isyanlarımız kitabından...
Kayıt Tarihi : 30.1.2020 19:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Marmara depremi ve ülkemizdeki tüm siyasi depremler
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!