Henüz otuzlu yaşlarındadır
ama ihtiyarlamıştır Fatmanım
ağzında dişleri dökülmüş
yüzü kurak toprak gibi kesik kesiktir
evde on nufus eline bakar
hasta kocası kızar birşeylere
hırsını ondan alırcasına döver
sonra bir şey olmamaşcasına
sever yatakta kasıklarının volkanıyla
çalışır durmadan çalışır
yorgunluk hasta olmak yasaktır ona
izin gününde bile temizliğe gider
bir yövmiye fazla almak için
bazen çift vardiyaya kalır
çocuk bakar pislik temizler
ayakta sallanır kemikleri sızlar
sararır yüzü yaprak yaprak dökülür
kimseler görmez görmek istemez
açtır çoğu kez ve en çok yediği boş ekmek
unuturlar evden yemek göndermeyi
kızar söylenir ama bu hep böyledir
su içer içim yanıyor der ağzım kurudu
oysa bilirim yanan çığlık çığlık midesidir
utanırım insanlığımdan
onun yaşındakiler daha yeni evlenirken
torunu olmuştur 6 çocuğun üstüne
şişeyle temiz su götürür bebeğe
çikolata muz alır kendi yiyemediği
canı güzel giysiler takılar ister
genç kadın ne de olsa içi cıvıl cıvıl
gözünde kalır her şey çocuklarını düşünür
köyde severek kaçmıştır kocasına ondördünde
cahillik işte der arka arkaya doğan çocuklarına
bir çocuğun sorumluluğu korkuturken bazılarını
o gitgide yoksullaşır çırpınır durur çemberi kırmak için
okutamadığı kızı da koca ister anlamaz laftan
evdeki deli gelinden dayak bile yemiştir Fatmanım
yine de affeder onu torunun hatırına
bilmez tüm çektiklerinin sebebini
onca çalışmasına karşın sorgulamaz açlığını
en fazla kızar kocasına bırakacağım der
çoluk çocuktan utanır katlanır kader diyerek
ana sevgisi bile görmemiştir evlatlıktır istenmemiştir
Fatmanım milyonlarca kadını simgeler
sömürülür ezilir tüketilir gerekirse öldürülür
07.08.2006 Nilgün ACAR
Nilgün AcarKayıt Tarihi : 30.4.2007 16:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nilgün Acar](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/04/30/fatmanim.jpg)
''beş ineğin sağanı
kırk keçinin çobanı
tutma durmuş kocaya
öz evinin yabanı
............................
sırtındadır sopası
karnındadır sıpası
avrat değilde sanki
borunun kör tapası
...........................
kocası peltek
kaynanası tek
değerli ondan
evdeki köpek
................................
düvende çakmaktaşı
tarlada ırgatbaşı
gecelerin haspası
kocasının oynaşı
.................................
gelir yeni kuması
yedi köyün sunası
yirmisekiz yaşında
sekiz çocuk anası
...................................
o kumanın kölesi
seher vakti ölesi
görmeye güzel bir gün
teneşire gelesi'
.........................................
.........................................
'alıcın gölgesinde bir efsunlu tapınak
tapınağın içinde zalim bir sunak
kurallar töreler dünya çarkı aşımız
somluğuyla paslanmış içimiz ve dışımız
getirin ortaçağdan okunmuş kirli suyu
bitirelim yıkanıp kırk asırlık uykuyu
yazgı deme sakın
insan duyarsızlığına
çekilmiş sütün başkası olmaktan
bir kez ilk kez git benliğine
ağıdın mama kalır
üç günlük bebeğine
şimdi ağla Gülmisal
zılgıt ver dertlerine
acılara acı sal
feleğin sillesinde
gücün kendine yeter
gök kutsal yer kutsal
yeraltına kefen ser
seç en ağır ağıdını
dünya dönsün sen söyle
dinlesin evren
ağlasın kefenine'
....................................
bizim
Gülmisal'ler
Bitlis'te tütün dizer
Ege'de üzüm ezer
Adana'da pamuk
Isparta'da gül toplar
tezgâh başında 'fabrika kızı'
elkapısında temizlikteler
yürekte menevşe kokusu
yeni açmış tomurcuk
kucağındaki çocuk
Carmen Vazquez,
'dios del mais* suratlı Meksika'lı aztek kızı
Nymera Kashimbi,
derisi gibi kara yazgılı Zambiya'nın öksüzü
Malee Chawanapong,
çocuk fahişe Tayland'da usta erkek hırsızı
Verica Brankoviç,
Belgrad'ın cumbasında bir kabare yıldızı
saymakla biter mi isimleri
farklı değil ki diğerleri
dünya Gülmisal'leri
yazı yazar
çeyiz düzer
gurbet gezer
her işte
her uğraşta
'yuvayı yapan dişi kuş'
iyilikler kötülükler
hasletler insanda mahpus
fazlası var eksiği yok
erkeklikten başka
analık yalnızca kadına mahsus
her türlü cefasında
...................dünyanın
Gülmisal'ler
anamız bacımız avradımız kızımız
tamamlayanımız aşkımız ırzımız
yokluğu eksik yanımız
çalan sazımız
gülen yüzümüz
ağıdımız öykümüz
arkasında önünde
durur dört bir yanında
şu 'erkek' saltanatın
.......evrenin çiçeği kadın
TÜM YORUMLAR (4)