Bekle beni, bir ağustos öğleninin sarı sıcağında,
İste beni, yaşanmış bütün aşklarda,
Anla beni, unutmayı özlemiş bütün hatıralarında,
Bul beni, Fırat'ın Dicle'yi arayışında,
Ve vazgeç benden, karanlığın elini güneşe sürdüğü zamanlarda.
Yandım deme; İbrahim gibi ateşlere atılmadıkça.
Yol yürüdüm; yorgunum deme; Mecnun gibi çöllerde dolaşmadıkça.
Aşık oldum, sana geldim deme; Mevlana gibi dönmedikçe.
Dünya döndürdü başımı,sarhoşum deme;
Elindeki şarapta Hayyam'ın Rabbini tatmadıkça.,
Öldüm deme; Deniz gibi dar ağacında sallanmadıkça.
Şehirden uzakta bir türkü duyarsan,
Sözlerine aldanmadan hatırla beni.
Tüm kaybettiklerinden arta kalanlarda bul beni.
Tozu dumana katmış Ferhat'ın yolunda sıratlar geçerken,
Attığın adımlara darılmadan hatırla beni.
Mardin de kurşun sesleri ninnidir çocuklara,
Hiçbiri bu sesleri duymadan dalamaz uykulara.
Adının harflerini kelimelerimin koluna takamadığımda beri,
Kağıda kaleme hasret gider ömrüm.
Özneler gelir aklıma,
Sen olmadan benin hiçbirşey ifade etmediği cümlelerde.
Bir paragraf başında beklerim seni,
Sonsuza giden üç noktayla birlikte.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!