Fatma Nine Şiiri - Mahmut Çuhadar

Mahmut Çuhadar
68

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Fatma Nine

Yer Makedonya tarih bin sekiz yüz seksenlerdi
Yeni doğan Fatma’nın ailesi mütevazi insanlardı
Bük kasabası yakınlarında bir köyde yaşıyorlardı
Türk olan yörede kimliklerini gururla taşıyorlardı
Babası tütün yetiştiren sıradan bir çiftçiydi
Hatice ve Ahmet kızın diğer iki kardeşiydi
Samimi dindardılar küçük Fatma’nın ana babası
Her şeyden önemliydi onlara helal ekmek parası
Bu minval üzere yetiştirdiler çocuklarını
Nereden bilirlerdi o kuşağın yaşayacaklarını.

Fatma köyünde büyüdü terbiyeli bir genç kızdı
Öylesi o dönemde bile her yerde bulunmazdı
Mehmet talip oldu genç kıza Bük kasabasından
Evliliğe onay gecikmedi Fatma’nın babasından
Mehmet, hoca idi kasabada okuryazar taifesinden
Koyun sürüleri, toprakları vardı miras ailesinden
Yuva kurmuş evinin kadını olmuştu Fatma Hanım
Evlilik yirminci yüzyılın başına denk gelmişti sanırım
Mehmet iyi bir adamdı dürüst, namuslu ve aydın
Önde gelenlerindendi konumu itibarıyla kasabanın
İlk kızı Süheybe doğdu genç çiftin çok geçmeden
Sonra ikinci kızları oldu vatanları işgal edilmeden
Balkan savaşı sırasında endişeyle beklediler sonucu
Yazık ki kapılarına kadar dayanmıştı Yunanın kanlı kılıcı
Cihan harbi sırasında üçüncü kızları Ratibe oldu
Artık Makedonya’da artık Rum hakimiyeti vardı
Son kızından sonra çok yaşamadı Mehmet Efendi
O göç acısı bilmeden toprağında yatan şanslılardandı
Fatma Hanım üç kızıyla dul kalmıştı bu küçük kasabada
Kardeşi Ahmet’in yardımıyla hâkimdi hesap kitaba da
Süheybe’yi evlendirdi bilmeden hayırsız bir damatla
İçi sevinç dolmuştu ilk torunu küçük Mehmet’le
İkinci kızı Hasibeyi de verdi köyünden Halil İbrahim’e
Damat sanki kızından çok ilgiliydi kadının malı mülküyle.

Osmanlı gideli on iki yıl olmuştu ama dönmüyordu
Ancak umutlar çok azalsa da hepten sönmüyordu
Bir gün zorunlu göç var dendi ana vatan Anadolu’ya
Yan din değiştirilecek ya da veda edilecekti Rumeli’ye
Din demen can demekti hiç düşünmediler bile
Fatma Hanım da göçecekti kardeşi Ahmet ile
Önce koyun sürüsünü ucuz pahalı satmak gerekecekti
Bir belge karşılığında parayı Rum bankasına yatıracaktı
Bu bedava veda etmesiydi sahip olduğu koca sürüye
Belgesi olsa da sürünün parasını alamayacaktı geriye.

Bin dokuz yüz yirmi dört yılıydı hayatları değiştiren
Gülcemal Vapuruydu mübadili meçhule götüren
Bafra kazasına iskan oldu Fatma küçük kızıyla
Yeni evine yeni topraklara sahip oldu hayırlısıyla
Evi Bafra’da toprakları yakın köy Aktekke’deydi
Ortanca kızı Hasibe, torunu Sabri de aynı köydeydi
Bu göç yaramamıştı hiç birine ilk başta çocuklara
Torun Mehmet dayanamamıştı rutubetli soğuklara
Çocuğunu yitiren Süheybe eşinden ayrılıp annesine sığındı
Fatma’yla iki kızı artık eski bir evde yaşayan üç kadındı
Birkaç yıl yazları köyde tütün yaptılar yalnız başlarına
Sıkıntı ve kederi kattılar az ama helalden aşlarına
Hep özlemle yad ederdi geldiği toprakları Fatma nine
Hüzün dolardı andıkça bir daha dönemeyeceği evine
Ailesiyle gezdiği Kavala’yı, Drama’yı hasretle anardı
Memleket dediğinde mutluluğu hatırlar içi yanardı
Özlediği Bük’te bıraktığı eviyle birlikte hayat standardıydı
Ailesi artık ayrıcalıklı değil buranın ikinci sınıf insanlarıydı.

Mahalleden biri talip olmuştu kızı Süheybe’ye
Fatma Hanım’da hayır diyemedi bir iç güveye
Süleyman da Sarışaban’lıydı Köseler Köyünden
Kaderi gülmemişti ona önceki iki evliliğinden
Sessizce çalıştı Süleyman hiç yüksünmeden yılmadan
Birkaç yıl mutlu yaşadılar kötü kader çıkıp gelmeden
Bir oğulları oldu adını Yaşar koydular bebeğin
Bu doğumdan sonra hastalığı ilerledi Süheybe’nin
Henüz dokuz aylık çocuğunu anasına bırakıp göçtü
Fatma ninenin yüreğinde ilk evlat acısını açtı
Damadı Süleyman çalışıp bakıyordu ev halkına
Şaşırıp kalıyordu dönüp duran feleğin bu çarkına
Kader dur durak bilmeden yeni ağlar örüyordu
Fatma nine bu defa Ratibesi’nin acısını görüyordu
O da yetmezmiş gibi Köydeki kızı Hasibe’de göçüp gitti
Ardında Sabri ve Hamdi adında iki öksüz bıraktı
Torunu Yaşar’ı da alıp köye gitti Fatma Hanım
Çilesi hiç dolmayacak gibi düşünüyordu sanırım
Yaradan sanki sınıyordu Fatma ninenin sabrını
Hayattayken görmüştü üç kızının da kabrini.

Damadı Süleyman nasıl olmuşsa evine ortak olmuştu
Kızının yerine bir de eve torununa üvey ana gelmişti
Zor günler başlamıştı artık acılı Fatma nine için
Geçimsiz ve aksiydi Süleyman’a gelen yeni gelin
Torununa analık yapmaya başladı ilerleyen yaşında
Yaşar da öyle sanıp ana diyordu ninesine en başında
Geniş toprakları vardı köyde ama işleyen kalmamıştı
O zamana kadar gerçekten yoksulluk görmemişti
Toprakları satmaya başladı azar azar köydeki damadına
Damat da fırsatı kaçırmadı acımadan zorda kalmasına
Giderek kardeşi Ahmet ve yakınlarına muhtaç kalmıştı
Sonunda bir akşam eve dönmeyen tek ineğinden de olmuştu
Büklü nine artık yardımlarla kıt kanaat geçiniyordu
Başına gelenler Allah’tandı isyandan hep kaçınıyordu
Kur’an okumaktan hiç vazgeçmedi ömrü boyunca
Kitap yine yanı başında olacaktı Hak vaki olunca
Bin dokuz yüz kırkların ikinci yarısında yatağa düştü
Kendine yaşlılığında bakacak ne kızı ne gelini kalmıştı
Kardeşi Ahmet’te avda vurulup ölmüştü kazayla
Fatma nine yine hayata tutunuyordu bin bir ezayla.

Kardeşi Ahmet’in karısı Havva ve kızı yetiştiler imdada
Yaşlı halasına sahip çıktı yeğen Bedia bırakmadı ortada
Birkaç yıl yaşadı herhalde yaşlı kadın yeğeninin evinde
Buna da şükretti sığınacak yer bulmuştu yaşlılık çağında
Açgözlü köylü Damat fırsat bildi ninenin hasta yatağını
İki yüz liraya aldı garibin elde kalan son büyük toprağını
Bu değersiz meblağ da hastalığı sırasında harcanıp gitmişti
Fatma nine giderken hem evlatlarını hem malını tüketmişti
Garip tecelli kızlarına karşılık üç erkek torun bıraktı arkasında
Bir Melekti o torunu babam Yaşar Çuhadar’ın hafızasında
Mahalle mezarlığına defnettiler nineyi küçük kızının yanına
Bugün o mezarlık dahil edildi bir ilkokul binasının önüne
Çocuk sesleriyle uyuyor bugün nine o okul bahçesinde
Gördüğü onca sıkıntıdan kurtulmanın huzuru içerisinde…

Mahmut Çuhadar
Kayıt Tarihi : 27.8.2012 11:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Babamın anneannesinin gerçek yaşam hikayesidir.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mahmut Çuhadar