Siz siyahı bilir misiniz? Bu şehir ve hepiniz simsiyahsınız oysaki benim için…Çaresizliğimin siyahlığında gözlerimin tek kanıtı gözyaşlarım…Fakat ne yüreğim, ne dilim, ne de yaşama sevincim simsiyah… Pişmaniyenin tadını ve kokusunu duyumsamama engel değil simsiyahlığım… Ne yüreğim, ne dilim, ne de yaşama sevincim simsiyah...Birtek kırmızıyı ve maviyi bilmiyorum…Elmada kırmızıymış oysaki, sevgilinin dudakları da…Toprak da kahverengiymiş, sevgilinin gözleri de…
Bir kentte kör bir kadın olarak yaşamanın nasıl bir his olduğunu hiç düşündünüz mü? Beş dakika boyunca gözlerinizi kapatın ve izmiti düşleyin....Bir an bütün görüntü silinsin gözlerinizden, sadece izmiti dinleyin ve en güzelini hayal edin...Hergün yürüdüğünüz yollarda açılan bir çukurun sizin için nasıl bir tuzak olduğunu şimdi anlıyorsunuz değil mi? Hayat bilgisinden bir hayat bilgisi.Düştüğünüzü hayal ediyorsunuz o çukura ansızın ve ardından geçen bir hafta ‘Kırık bir kol ve tuzlu gözyaşlarının isyanı’.Ve gözleriniz kapalı yine bu kez yol kenarındaki bariyeri sopanızla yokluyorsunuz ölçüsü tam istediğiniz gibi takılmıyorsunuz... O an anlıyorsunuz ki üzüntüden dökülen gözyaşları ile mutluluktan dökülen gözyaşlarının tuzluluk oranı aynı. İşte tam bu noktada bu ülkenin özel bir vatandaşı olduğunuzu seziyorsunuz.
Sürekli bir düş gücü içerisindeyim...Bazen ayaklarım hayallerime yenik düşüyor.Pek çoğundan fazla tanıyorum İzmit’i, belki birgün düşlerim sissiz kalır ümidi ile.Yürüyüş yolundaki tren sesini hatırlıyorum gezerken, kuş seslerini duyuyorum türünü çıkaramasam da... Asırlık çınarları hissettiğimde günümü ve sözcüklerimi harcadığım her gün gizlediğim bütün sırlarım ve yaşamın bıraktığı bütün egzotik esintiler özgür kalıyor...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!