Yaşlı, dolu dolu yaşamış bir babanın son turfanda meyvesi olarak dünyaya geldim..
Çocukluğundan beri çocukları olan, zaten kendisi de hiç büyümeyen bir anne ve sonradan olma babayım..
İçinde aynı anda birçok kadını barındıran, evrendeki her canlının acısını yüreğinde duyup, sahip çıkan, ama kendi acılarını sadece şiirlerine saklayan ‘bencil’ bir kadınım..
Amatör bir şair, amatör bir ressamım..
Hayat sahnesinde oynayan bir amatörüm ben yalnızca....
Bir kelebek oldum
Geldim kanadına kondum
Gücüm yoktu uçmaya
Uçtum kanatlarınla
Unutup varlığımı
Çırptın kanadını...
Hep yap-boz oyunu
Oynadım ben
Her oyunda bir parçamı
Kaybettim..
Her aşkta bir parçasını
Erittim gözyaşlarımla..
Benim güzel bebeklerim
Süt kokulu meleklerim
Siz hayat bağlarım
Karanlığımı aydınlatanlarım..
Çiçeklerim tomurcuklarım
Hatıralarım, yarınlarım..
Silkin deli gönlüm
Uyan erken bir sabah
Doğan güneş umudun olsun
Aç gözünü gönlüm;
Gök yüzü mavi, doğa yeşil,
Çiçek umut, güneş umut,
Yolum cennete düşmüşken,
Direnip meleklere
Yolunu gözler, gözlerim...
Bekle dediğin yerde,
Kadıköy'deyim...
Nerdesin hayal dostum?
Özledim seni
İstanbul’um
Doğduğum toprağı
Yaşadığım yerleri.....
Halbuki daha dün
Seni terk ederken
Emeklerimi boşa çıkardın
Deme anne...
Ben bir mimar oldum!
Umut mimarı.
Her gece yeni bir
Umut çizerim odamda...
Sen;
Benim tek varlığımsın
Elimden tutanımsın
Destek olanımsın
Sen;
Sakın ağlama
Dün gördüğüm yalnız papatya,
Seni hatırlattı bana.
Sende, beni bana...
İki dost benzermi birbirine
Böylesine...Benzer elbette;
Çünkü bütün çocuklar aynıdır.
Hani son yolculuğunda
Bırakıp beni cehennemde
Giderken cennetine...
Çocukluğumu görmüştün
Bakınca pencereden
Ben karşında çaresiz
Hayatın ve hayatının şiirini yazdığınızı söyleyen oldu mu hiç size..?