Kollarını aç bak gökyüzüne
Sana sunulmuş hayata yum gözlerini
Hisset onu
Dertler, sıkıntılar binsin bulutlara
Haykır şarkılarını
Kapılarında kaldım
İçine içine çekilirken geri geri itilmişliklerim oldu
Hüsranına yansın dediğim topuzlarında
Bıraktım buğulu ıslaklıklarımı
Bir vuruş kadar yakın, bir zorlayış kadar uzaktım
Ya da bir omuz kadar kahır dolu
Güzel günler uğruna
Kendimi bırakmam gerek
Yanlışlarımdan dönmem için kendimi bulup,
Sonra bırakmam gerek
Gelecekte beni hapsedecek bakışlarda
Özgür olmam için
Tura katılın damarlarımda
Keşfettirmek için beni bana
Öyle bir gezin öyle bir gezin ki değmedik duygum kalmasın
Beni bende bırakmak için
Hak geçirmeyin ha
Haksızlık da etmeyin
Ruhuma ayna tutar mısın
Ya da bedenime eşimi gösterebilir misin
Nasıl yalnızlık duygusundan arınırım
Ya da kalabalığın sesini içime alabilir miyim
Öğret bana.
Ilık ıssızlıkların kıyısından, kenarından, belki de en derininden
Korkmak sömürülmeye başlamanın ilk adımıdır.
Kendinden uzaklaştığın yozlaştığın anda başlar korkuların.
Ve köleleşmeye kucak açmışsındır artık.
Özünden, sözünden, nefesinden uzaklaştıkça varacağın bir nokta olmayacak....
Anlamaya başlamalısın,
Hadi!
Hazan mevsimi gözlerimi al,
Dolaştırıp bırak anılara
Kalbimi al, koklat sevgiyi doyasıya,
Koyver gitsin
Nereye layık görürsen …
Kurşuni duraklarda terkettim ben seni
Dönülmesi mümkün olmayan
Ama içten içe dönülmek istenen oturaklarda
Bıraktım kal dedim
Uzanmadım hayallerine
Yer almadım bakışlarında
Arınırım kendimden
İmtina ederim elden
İndiririm gözlerimi ar ederim dünyadan
Korkarım ruhumdan, ederim tövbe
Mücadele gerek her türlü sesle
Gidecek yöre belli
Tüm olanlar yalan olsa aniden
Terkedilen sokaklar olsa sadece
Kırmızı renk bir tutku sembolü kalsa
Zincirleri kıran düşünceler olsa sanki
Ne var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!