Fatma Bilkay Şiirleri - Şair Fatma Bilkay

ÖZGEÇMİŞ
FATMA BİLKAY
1960 Ordu-Perşembe doğdu.
İlkokulu Perşembe’de okudu. Çeşitli fabrikalarda çalıştıktan sonra; Küçükçekmece İlce M.E.M.’de altı yıl görev yaptı. Ortaokulu dışardan bitirdi. 1997’de memurluktan istifa etti ve yayın dünyasına girdi.
İlk yazmaya Rengin Yıldız adıyla başladı.
Şiir ve yazıları Damar Dergisi, Edebiyat Gündemi, Berfin Bahar, Cumhuriyet kitap, Bahçe Dergisi, Şiir Ülkesi, Yaba Edebiyat, Bilim-sanat, Akademi Gökyüzü, Şarköy Sanat, Akköy, Sanat Yaprağıgibi dergilerde yayınlandı;
Uzun bir süre, ...

Fatma Bilkay

DÜN DÜNDE KALDI

bir parçam daha düştü, günün yorgun kıyısına
yaşıma yakıştırılmayan aşklar gibi
bu şehrin karanlık sokaklarında
vurgun yedi sol yanım

Devamını Oku
Fatma Bilkay

GELİNCİKLER ÜŞÜRKEN

Tipiye tutuldu duygularım
Saatin zembereği Mayıs’a boşalırken
Yol yorgunu gözlerimde
Mevsimleri mi değiştirdi yokluğun

Devamını Oku
Fatma Bilkay

N. Hikmet anısına
Sarı buğday tanesiydi zaman
İmbikten süzülen sevgi sarmalında
Herkes ne kadar çok sana özendi
Bohem zamanın kuytusunda
Çoğaldıkça çoğaldı İskenderlerin büyüğü küçüğü

Devamını Oku
Fatma Bilkay

AYMAZ

kadehte mey
meyde bir nefes kurşun
çıplak ayaklı bir çocuğun bakışı
ağlayan bir tabut ağıt ağıt

Devamını Oku
Fatma Bilkay

Ellerinizi yasaklıyorum kendime
Derme çatma bakışlarınız gibi

Riyakar sevgilerinizi, bencil düşlerinizi
Gözlerinizi yasaklıyorum kendime
Gitmelerinizin eşiğindeki adımlarınız gibi

Devamını Oku
Fatma Bilkay

Güzel bir şey yazamam anne
Yalan özlemlere takıldı ayaklarım
Yalan sevilere ısındı ellerim

Güzel bir şey yazamam anne
Saatin yelkovanı ayrılıklara koşarken

Devamını Oku
Fatma Bilkay

SONBAHAR BAKIŞI

kirpiklerimden korkular damıtırken dehlizlerime
yüzünün gündoğumu deydi gözlerime
içimdeki çocuğun, önce irkildi yüreği
sonra gruba büyüdü teni

Devamını Oku
Fatma Bilkay

Hep bir kahpeliğe kapandı gözlerin
Şerefsizliği nimet bilirken dilin

Kalem aciz kaldı yalan parmaklarında
İçinin aylasında sakladığın gerçeğini
Her aynaya baktığında gördü gözlerin

Devamını Oku
Fatma Bilkay

Ne çok uzandı elleri, gözleri içimdeki çocuğa anne… Yüzümün avurtları koşar adım saklandı saçlarımın arasına utanç çığlıklarıyla bir bilsen! .. Yeni. yeni filizlenen kaç tomurcuk kırıldı yüreğimde çetelesini tutamadığım, tenimin tenime kaçtığı anlarda…
Şimdi kapının kilidini üç kez çevirip kilitliyorum, sık sıkı kapatıyorum perdeleri. Yeniden yeşerecek filizlerimi kırmasınlar diye… Beynime, yüreğime askerler dikiyorum sürekli, her kırılan filiz; biraz daha yokluğa sürüklüyor ayıklarımı, gücüm tükeniyor birer. birer ölüyor serçeler sen bilmiyorsun anne, sen görmüyorsun! ..
Eteğinin kıyısından teğet geçiyor ellerim, sen yükünü almış doğu trenine koşarken. Ben hala sokaklardan korkan bir çocuğum anne… Hala yüreğime doldurduğum soruları sana soramayan, çocuk tenimi acıtan amcaları sana söyleyemeyin, geceleri ışığı söndürmeden yatan ve hala senin sıcaklığını arayan bir çocuğum biliyor musun anne? ..
Hep “iyi bir kız ol” derdin. Kötü kız nasıl olur, iyi kız nasıl olur; bunun ayrımını neye göre nasıl yaparım anne? Doğru nedir, eğri nedir? .. Çekip gitme anne, cevapsız sorular yumağı beynim! ..
Ben ne zaman büyüyeceğim anne? Geçeler ve sokaklar üstüme, üstüme geliyor. Üşüyorum, üşüdükçe küçülüyorum, küçüldükçe korkuyorum anne, korkuyorum! ..
Ben neyim, büyük müyüm küçük mü, kimim ben, babam nerede, kim? Geceleri daha yatağım ısınmadan döve döve beni kaldıran; seni hep ağlatan o adam deme sakın anne, deme! Ne olur anne deme. Senin baban yok de anneee, senin baban yok! .. Dün dediğin gibi “senin kemsen yok” de anne yok de! ..

Devamını Oku
Fatma Bilkay

SENİ BEKLERKEN

Dudaklarım sustukça,Sayfalar çoğalıyor
Bir camın arkasına sakladım kalbimi
Kirpiklerimle sıkıştırıyorum geceyi
Bundandır,

Devamını Oku