Sevgili dostlarım, bu hikayeyi bizim yöreye yani Bolu- Mudurnu yöresine ait şiveyle yazmaya çalıştım. Aynı hikayeyi bir de anlaşılacak şekilde aynı sayfada okuyabilirsiniz.Sürç-i lisanım affola. Sevgilerimle.
Günden güne yoruluveriyom, Memed’im sağa gelüken.Bacaklarımın dermanu kesilüveriyo.Ahacık şudan şuraya ne va ki. Ev şura. Mezarlık bura. Yamacına oturuveremde ondan sora yapam hasbihalimizi..
Ah yaşlılık ah. Hiç gelmez bana dediydim emme hemencecik gelivedi. Da dün gızıdım. Şindi oldum bi gocagarı. Sağa, sağ iken heç anatmadıydım bunları. Meğerisem, sen kara toprağın altına girince anatacamışım zaar. Ben, genciken bi bakan bi daha bakadı. Çok güzelidim. Köy yerinde, öle ojeymiş, dudak boyasıymış nerde. Belime kada saçlarım varıdı. Onları bi daradım, iğne oyalı yemenimi de takadım başıma. Su dodurmaya gidedim. Köyün bütün deliganlıları arkamdan baka galırdı ağzı açık ayran torbası gibi.
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını