Hayat pınarının başında mıydın?
Ecel şerbetini içerken Fatma.
Esmer mi,Kumral mı,sarışın mıydın,
Kına yakıldı mı göçerken Fatma.
Sevmiş miydin? varmıydı sevdiğin,
Takıp telli duvak,yaptınmı düğün,
Yaşarken oldumu sefalı günün,
Boyuna ak kefeni biçerken Fatma.
Dikilip taş oldu başa oturdu,
Dinlerken derdini hali beterdi,
Gama saldı beni eleme götürdü,
Çığ düştü çığırıma geçerken Fatma.
Donuk bakışları,benizi solmuş,
Ala gözlerine topraklar dolmuş,
Kabrinin üzeri nergiz gül olmuş,
Aslen sümbül müydün açarken Fatma.
Mezarı başında sanki bakıyor,
Türlü türlü çiçek açmış kokuyor,
Gözlerinden yaşlar yağmur döküyor,
Mezar toprağına saçarken Fatma.
Cevap verdi bir bir,biraz ürkekçe,
Yeşiller içinde elvan çiçekçe,
Sevda kurbanıyım dedi yürekçe,
Bivefaya kalbimi açarken Fatma.
Kayıt Tarihi : 4.2.2007 17:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1967 yılı gurbet yaşamı ve sıla özlemleri yoğun bir dönemimdi. Adana da yolumun üzerinde olduğu için Karşıyaka Mezarlığına canım gitmek istediğinde, canımı kırmazdım. Bir Mezar taşında 'güzel ve genç ölen' bir yazı okumuştum. O mezar çok etkilemişti beni... Neye olduğunun bilemezken, sık sık gider olurdum. Mezarı başına çiçek bırakır ve su dökerdim. Mezara gelen gidene rastlayamadım. Mezarın sahibi gibi olmaya başlamıştım. Bir günümde adeta bir güzel çıktı ve onunla konuştum mezarı başında ve sonra mezarına inivermişti gibi geldi. Çok ağlamıştım tanımadığım birinin mezarı başında. O günlerde ki yaşadıklarımın ifadesiydi, Yazdım ve şiir oldu. Ayrıntıları mahfuzdur..
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!