Kum saati akışını yitirdi
Gitmelerden vedalar toplamışsın
Gitmesen
Alaturka yer döşeklerine yatırıp yüreğimi
Ihlamurların çiçeklenişini beklemeden
Kamburu çıkık boyunlarımıza
Sana "Asuman" desem,
Mavice dokunur musun umutsuzluğuma?
Meltemce işler misin; yüreğini, yüreğime?
Geyikli geceden koparıp aşkları,bize örter misin?
Yağmurda yürüyen şairin günlüğünden koparıp sayfaları, sarar mısın yaralarımızı?
Karanlığa çöken aydınlıktan çalıp yıldızları,biz üşüdükçe yakabilir misin?
Çok fazla gürültü var sesinde
Kırık vazoların porselen batmaları
Kısa aralıklı doğum hıçkırıkları
Kas kramplarının uzun vadeli sızlamaları
Boğaza takılan son yudumun tesiri
Gocunmadan temizliyorum saçlarını
Yüzündeki izleri siliyorum
Tırnaklarına dikenler batıyor
Acıların taşmış omuzlarından
Ne yattığın toprağın gücü yetiyor sırtlamaya
Ne de benim derisi sarkmış kollarım
kahve kırmızısınca aydınlatırsam kırışık perçemlerini
ve ağırlığınca eflatun çalarsam sokaklardan
ve bir de şebboy gibi serilirsem gecene
kalabalığından sakınıp, kimsesizliğimi bölüşür müydün?
şehrine düşen yağmurlardan koparıp toprak kokusunu,
gündüze nefretim bundandı
maviye şiiri yakıştırmazdım
siyah,direncimi tazelerdi;
kırık saçlarımı, jiletlerdi
tırnak altlarıyla sarardı derimi
kırmızıdan geçmezdi saat
yakamoz kırığı umutlarımı hatırlatır
ekşi gülümseyişlerin kırık dudak bükmeleri
takvimleri yoklarcasına aranan kıvançlar
ithal ettiğim his karmaşalarının eşiklerini anımsatır
bir yerlere savrulmanın hazırlığı
Kokun değişmiş bitanem
Bakışın, sevişin, sarılışın
Yanımdan geçişin bile değişmiş
İnsanlığı sevmeye başlamışsın
Bırakmışsın uzadıya siyaset frangalarını
yakamoz ruhumdan tutuşuyor gecelere
bir yangın rengi güzelliğin,
bir kelebek kozası siluetime ağır geliyor
satırlarca uzaktasın gözbebeklerime,
meleklerden kopardığın gülüşün için seviyorum insanlığı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!