Kahrımı vuruyorum bu şehrin sağuk kaldırımlarına hayatı daha iyi içimde his etmek için...kader silahını dayamış iki kaşımın ortasına vaktin bitti artık göçüyorsun diyor.
Şimdi gitme zamanımı bılmem ama ben gidiyorum.
Veda bile etmeden gidiyorum.
Ülkeme bir sitem yollayacağım semalardan, belki anneme yazdığım şiirde ki yıldızlar gibi ben de düşerim yüreği yaralı bütün acılı annelerin saçlarına.
Zaten bekliyor bütün yoldaşlarım beni elsallıyor görüyorum çağırıyorlar sen orda mutlu olmadın ama burası kazanamadığımız savaşların telafisini veriyor diyorlar.
Güzel ülkem ben toprağın da yeşerdim ve toprağında solmak isterdim ama okadar yozlaştırıldın ki sen artık eski sen değilsin.Binlerce mahsum yürek gizlenmek te dağında toprağında dalında yaprağında.
Bir film senaryosu yazdım aslında yazmadım yaşadım o filmi..
adı ise gerceklerin yalanı... Nasıl ama gercek liğin içide yalanı yaşamak bir filmin en güzel yeridir...
aslında bu film gercek hayattan esinlendi konusu ise
yalan yanlızlık umutsuzluk nankörlük kallaşlik daha doğrusu gercekte yaşadığımız hayatın hepsi dedimya gercekteki yalan bu işte..
gercek bir hayat yaşıyoruz ama hep yalan var içinde yapmacık aşklar yalan sevgiler yalan yaşantılar yalandan kurulmuş düzen.hep yalan yalan yalan.ve kendi kendimize bir yalan söylüyoruz yaşama yalanı... Gercekte yaşıyoruz ama hayatımızı yalandasn kurmuşuz ki sonumuz da yalandan ölmek olacak işte ozaman aslında yalandan degıl de gercekten ölecegiz...şu yalanların sardığı hayatımızın tek iki gerçeği doğmak ve ölmek.....
isimsiz bir kentin sisli kirli vepis bir sokağın da karanlığı aydınlatmaya çalışan sokak lambasının altında titreyerek yazdım sana bir kış aksamı gönderdiğim şiirlerin bir kısmını bilesin.geri kanalalrıda bir köprünün soğuk nemli ve rutubet kokan viyadüğünün altın da bir manavın tezgahından aşırdığım meyve kasasının parcalarını bir çop kutusunda tutuşturum,yere serdiğim birkaç beyaz eşya kartonunun üstünde ısınmaya çalışarak yazdım.nedenmi çün kü ben sokak çocuğuyum güzelim.senin hor gorduğün sokak çocuğu:(
Bu akşam gene gökyüzüne baktım her akşam olduğu gibi.
Seni gördüm saman yolunun en baş koşeşinde kurulmuş parlamak taydın.
Gözlerim buğulandı ağlamaklı oldum.
Bir an bile ayırmadım gözlerimi gözlerinden sen bana Bakmıyordun ama ben sana bakıyordum sen görmesen bile.Her akşam pencereden saman yoluna baktığımda kendimi ordaki yıldızlarla kıyaslıyor ve senin yanın da olduğumu hayal ediyorum.Biliyorum Ben deliriyorum.
Üzülmüyorum uğruna delirdiğim varlık delirmeye değer....:D
Sararan bir yüz, gülmeyi unutan bir çift göz, yanlız lığa mahkum bir yürek ve alabora olmuş bir sevgi. İşte bir insanı yada insana benzemeye çalışan bir yaratığın hikayesi dir bu hüzünlü şiir.
Bilmediğim bazı sebep ler yüzünden kaybettim kendi özümü.
savurdum içimde kalan bir kaç gram umudu çorak bir tarlaya.
sonra suladım göz lerimden damlayan hayatsız suyla.
yıllarca yeşermesini bekledim ama umutlarım kayboldu o çorak toprakta.
Genç liğimin ilk macerasını...
Ekip otosunun sıren seslerinin ürkütücü şidetini kulaklarımda
hisset tiğimde yaşadım...
Son baharın sonlarıydı ben ve hem ev hem okul arkadaşım umut...
Okul çıkışı simit çi nimet amca dan simitlerimizi aldığımız gibi herzaman gittiğimiz deniz keranındaki rıhtıma gidiyorduk....
Oraya her gidişimizde
Ben hayatı iki gözünün en derin ucunda gördüm; ve insan ahayatının aslında bir kelebek ömrü kadar dda olmadığını öğrendim... o karan bol de anlamı büyük tek şeyi amladım(AŞK) ı yanive son ra bir tesadüf ten daha yakın bir sey oldu....?
Pardon size aşık olabilirmiyim...
Sonra umut dediler,sevgi ile onu süsledidiler. pakete koyup elime tutuş turdular layık olana teslim edip sevgini anlatırsın dediler.
pardon sizi sevebilirmiyim.
Hayat bir susuz denizdir bizlerde bu denizin gezginiyiz..
her insana dünyaya geidiğinde bu denizi aşmak için çabalar
önceleri çok zor olmaz asıl zorluk yetişkin bir insan olunca başlar hersey...Sevgi, umut, özlem,hasret,yanlızlık,vs hepsi bu denizde.
sakın ben bu denizi aşarım hiç bir sey de olmaz deme
susuz deniz çok acımasızdır; yanlızca kendi için çalışana karışmaz...
Ordaydi tam karsimda. Belki de umudumdu belki de aradigim seydi ama goruyordum tam karsimdaydi Belki sonsuz kadar uzagimda belkide bir cekimlik nefes kadar yakinimdaydi ama bilemiyordum...
efkarlanma krizleri ardi ardina geliyordu terliyordum.
Baksa bir sefer baksa bu tarafa belki anlatirdim ona herseyi gozlerimle..
Ama bakmiyordu gozune bir sey takilmis oyle ce ona baka kalmisti...
Sonra aniden ne oldu da bu guzellik abide si yuzunu burusturup isyankar bakislar arasinda aglamaya basladi...
yaslar kristal priltisinda birer birer ardi ardina sirayi bozmadan akip gidiyordu gozlerinden.
Bana nerdesin diye sormuştun ya hocam ben burdayım ya sen nerdesin hocam... hayatın tam ortasında umut okulunda yanlızlık sınıfında özlem sırasında yım... yasen nerdesin hocam
Ben burdayım hocam avutulmuşluğun ülkesinde,
ayrımcılığın şehrinde,düşmanlığın mahallasinde,düşmanlığın sokağında.
Ben burdayım hocam kardeşin kardeşi üstünde rakam yapıştırılmış keğıtlara sattığı yerde karganın kartala pusu kurduğu yerde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!