telkâri bir zulüm olur uzamın ağusu
katre katre azalırken gözümde su
mayınlar döşenir hücrelere
efkar simsiyah bir macun olur
yapışır kahverengi bedenlere
yüreğimin coğrafyasında
harabe yine anılarım
cıgaramın dumanı
her nefeste ayrı bir yara açıyor benliğimde
göz pınarlarımı kurutuncaya dek ağlamak istiyorum
ve ağlıyorum
aranıyorum yine
uykusuz dağların
kurşunlanmış gövdelerinde
sol yanım ıslak ve üryan
hançerlenmiş bir baharın
sabahın berrak tortusu
siniyor yeryüzüne
bulutlar son çocuğunu da emziriyordu
çocuğun dudaklarından düşüşen damlalar
bir vaha gibi yarıyordu
toprağın aç karnını
kederli bir lahza buram buram genzimde
dolanıp duran bir sevda kırıntısıdır yaşamak
aşk, pervasız ve çetin
saklambaç oynar içimde yetim bir çocuk
sessiz, kimlik yitik ve kimsesiz
kokusunda çelik yığınının
sensiz yapamıyorum
yitik yarınım
senden sonra
kurşunlar yağdırdım
feodal yanlarıma
paramparça ettim
eğer sen varsan eylüldür
yoksan aralık
olmadığında hayat acımasızdır
en gaddar yanıyla
ve aralıktır hergün
ani manevralarla cebelleştiğim ölüm
gitme
yağmuru dolama yanaklarıma
çünkü
hiçtir ölümün verimi
ayrılığın yanında
görüşmeye gerek var mı
hiçlerle cebelleşirken yürek
ağır zindan kokusu
törpülerken sokakların yılgın atmosferini
görüşmeye gerek var mı ben hiçken
gözlerim yüzünde kaldı
ey gözlerinden şebnem düşen kızıl çingene
kahrolasın
kahrolasın
kahır adın olsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!