sen!
daha işin başındaki
ve daha baharını yaşayan sen!
neler gördün
ve neler geçti başından
sıcak ve kuru bir rüzgâr
uğulduyordu ağaçların arasında
ve zaman zaman
yere düşen kozalaklar
altın renkli kumların üzerinde yükselen hayatın
o müthiş dinginliğini
kederliyim
seni bir kez bile görmedim
fotoğrafların konuştu benimle
çoğu uzak dağların sisli tepelerinde
neredeyse kayıp,
beni sever misin
bugün başka birine benzesem
saçlarımı boyasam örneğin
ya da bıyıklarımı kessem...
beni sever misin
karanlıkta üç ışık
sarı ışık
mavi ışık
ama ama kırmızı ışık...
bir gün yırtılır mı karanlık?
daha bir yıl geçti aradan
bir ömür boyu uzaktan
ruhum sudan berrak
ve bedenim sağlam kayadan:
yorulmadım, sıkılmadım onca zaman
sakladım sevdamı yüreğimde toz kondurmadan!
işte yıldızlar!
yakalar gibiyim onları yine
ve kulağımda yaklaşan bir fırtınanın gürlemesi:
şimşekler çakıyor neredeyse alnımda
ha koptu, ha kopacak ipler
yelkenler fora
Anlamadım nasıl bayram bu bayram
Olsa olsa sizin bayramınız katiller, hırsızlar
Arsız politikacılar, yüzsüz yalakalar…
Bayramınız kutlu olsun savaş çığırtkanları,
Gün sizin gününüz petrol zenginleri, elmas tacirleri, şehir eşkıyaları,
Tefeciler, emek düşmanları, din tüccarları gün size bayram
işte yine bir eylül
işte yine sonbahar:
biliyordum,
kuruyacaktı dallar,
hissediyordum yaprakların hüznünü
üzerime çökecekti gökyüzü!
gittiğin yerler güzel mi?
oralarda da gökyüzü böyle mavi mi?
hani bir yolculuğun penceresinden,
görüveririz ya birden:
çırpı bacaklı çocuklar,
umursamadan geleni, gideni,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!