Akşamların bileği kesilmiş yıldızıyım
şarap şölenlerinin kanı fışkırır damarımdan
alnına mühür vurulmuş kavgalar içinde
yedi tenden yedi kırmızı devran
yetmiş kervandan yedi devedir boynum
necis yağmurlar toplanınca mezarlıklara
Soğuk bir ölüm çığlığıdır sana dokunmak
intahar kuklacısının öz niyeti
şehir son nefesini verirken dar sokaklarda
eğilip sesinin pırltısıyla göz göze
bir mermiye kucak açmak sana dokunmak
şarabın bardağa düşen yanlarını kemiren sen
sevdanın en mahrem yerini tutuyorsan güneşe karşı
yaralarımı kurutmaya yetmiyorsa sözlerim
başında kıyamet tütsüleriyle
şaşılacak bir karanlık geçiyorsa içimden...
bilirim
Bak sönmüş kandillerde kaynıyor kirli ferman.
Bilemem bu illetten sabah çıkar mı yarın,
Kaçıyor umutlarım bende donarken zaman,
Kasveti belli yüzde kahırlı akşamların.
Nasıl gölgeler mekan bu aşikar mihengi,
Sus, sustukça sesin yayılacak göğe,
Kus perçinlerini içinden,
Kaçsın özünden hicran âlemi,
Çalkalansın buğulu bakışın dünyası.
Hayatta mahpus çözdüğün düğüm,
Konuş maveraya çıktığın gün.
(Harun Dilli Şaire)
Ateş baş baş düşüyor hurafe şehrine
Kül kül yaslanıyor fanusa ruhun
Asma yapraklarında patlıyor üzüm fişekleri
Ard arda karalanan bir resimde
Anlatamaz luğat çaresiz halimi, kaldım yaya,
Tutmadı bir türlü mutluluğa çaldığım maya.
Esir düştüm, zaptetti kalemi tek başına bir er,
Tutamadım zamanın koptu lifleri birer birer.
Karardı umutlarım bir zemheri gecesi,
Hicranlı akşamlara gün doğdu dostum yine.
Dilimde arta kalan yalnız sevda hecesi,
Sinemin alevine visali bastım yine.
Düşlerde arzuları mizana dizdim bensiz,
Faslı bahar elbet geçmedi bu gönülden,
Nice hayran bakışı gizler gözler ardında.
Sırlı düğümdür ne kadar örülse de tülden,
Nice hüsnü kelamı gizler sözler ardında.
Görülmez bin ömür karaçalıdan bir vefa,
EN iCTEN SAMiMiYETiN HAKiM OLDUGU SiiRLERiN SAHiBi,
VEFA ABiDESi SAiR DOSTUM........
GÖNLÜM GÖNLÜMÜN YANINDA..........
SELAM OLSUN GENiS YÜREGiNE.....
.