heyulasında dünyanın,belkide var olduğunu sandığım ruhlar arasında,bir ben yalnız bir ben ıssız kalmışlığım la çektim sigaramdan son dumanı...! ve üfledim düşünmeden ,kalamazdı istesem de içimde hani o aradığım bir zil sesinde umut etiğim insanlar gibi...
ve her insan bir sigara nefesi oldu ciğerlerimde...bir an gelip ve en deminde soluyup giden.ve en sevgili oldu bir nefes gibi oldu hiç almadan hep verdiğim ciğerden,yürekten tükettiğim.
uzun lafın kısası,yüreğin en dip sevgi kaynağı ...şelalelerin coşup kayaları deldiği,lakin yine bir küçük kayadan kaynayan sevda....sen ancak seni bitirir,sen ancak ölümde olsa seni yaşarsın...!
kaç günahın bedeli bu yada hangi günahın bedeli,
kaçsam kurtulamam,kovalasam yakalayamam.
hele geçse bir ele..!
yapışmış yakama silkelensemde düşmez ki,
bir lanet bir kara leke,
öl lanet öl,öldürmeden bu bağrı öl..!
sarılıp satırlara,
soğuk yataklarda yorgan döşşek senlere yatmak....
sıtmalar tutarda,çepeçevre ateşler sarar,
her harf her kelime ve her cümle sen nöbetlerde...!
baş yastığı sırılsıklam sen olmuş kayıp saatlerde,
beni bir sevdayla ağırla,
tanrı misafiri kapını çalmış da..
bir kapı tokmağı ve içeri giren aşkın çakmağı.
ayyuka çıkarken melodiler,binbir dünya kavrulsun.
aşk çalmış kapıyı,kim neyi neden düşünüp dursun?
olmaz bu zaman,zamansız olmaz...
bir dirhem çekirdek apansız kalbe vurgun olmaz.
anaforlar peşi sıra,çorak toprakta sensiz olmaz.
yıldızlar damla damla dökülür gözlerden,
gökyüzü ayak altında bulutlar yürekte olmaz.
mezarlar kazılır aldığın nefese
rutubet kokusu misk-i amber misali,şilte sap saman gönül misali,
yanar kavrulur yürekte çöller içinde yanı başımda obruk misalince,
kesif bir hal sarmış dünyayı,kim kimi nerde bulurda yokluk içinde,
kargalar,kavram kargaşası kavgasında,karanlıklar karasevdalarda...!
sen beni sevmesen ne olur ki,en fazla acır kalbin bir odası..!
oysa ben seni sevmesem,atar mı ki o kalp?
hayırsız sözlerin ve vefasız hallerin,
hadi her şeyi bırak ta,ele güne hallerin varya düşman güldüren,
sen beni sevmesen ne olurki...!
hayat müşterek değil mi,sözlerde böyle idi elbet,
ucu kaçmış sevdaların,sökük sözcükleri.
dilleri yara olmuş sen ve ben dünyalarda!
lal olur,sus olur,
en lafazan sözcüklerle geveze saatlerde...
ben susarım,sen yokluğunla dinlersin.
ben söylerim ayvaz ayvaz,
adı geçmişte yazılan,bir yandan öbür yana savrulan,
adam sendelerle dile gelip,
bir haykırış olup dağa tepeye dağılan
tek kelime vuslat...!
ne heyuladır dil dönmez,lügatlar kısır kalır anlatamaz,
dilin kemiği yok derler bilmem...!
ama bilirim ki yüreğin yoktur kemiği
olduğu gibi söyler içinden geçenleri...
yüreğe bir dem keder,gam ne işe yarar.
haykırır,vurur da ardında bilinmez sıra dağlar,
yüreğin kemiği yok bilirim!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!