Tüm katreler, Hâşim’indir
Bu alemde.
Bütün semboller yetim
Sonbahar çırası yapraklar ketum
Acıtmadan dokunur sözcükler kalbe
Ette paslı hançer
Yürek kanıyor
Ciğerler yanıyor
Her maktül bunlar geçer sanıyor.
Gece çöküyor dağlara
Bin elvan bin enzarın incisi
Yakalandım
Ah şu sardunyalar
Ah şu sardunyalar
Hangi acının habercisi
Güneş altında kurumuş olmasalar
FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK
Takrir-i Sükun hükmediyor zamana
Burnumda mayalı kan kokusu
Tuhaf bir tereddüt tuhaf bir korku
Mücavir zihinlerin savrulmuşluğundan
Kumla güneşinde akrep oynatılan
Sıcak bir alacasında ilkyazın
Dîl-u câna düşüverdin, teklifsiz
Yüzün soframda ve parlak ve süzgün
Ben rüşdümü ispat etmemiştim ki henüz
Ay kösnül, güneş nobran, denizler sırça
Anlamak var olmaktı dün, bağır sıradan
Nazarın ne vakittir tuvale dokunan fırça
Diklen ki felç olsun asab korkudan
Dayat hakikatini hayalin, yitsin yeis damarı
Kalk konuş, bir nutuk patlat, sehven doğrudan
Nasıl Anlatsam
Son nefes, ne kısa ve ne enfes
An içre an, patladı genişledi.
Seyyaremin son seyri ömrümü özetledi
Bast-ı zaman inledi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!