İstanbul bir kız misali,
henüz taze bir gelin
kimi zaman durgun,
kimi zaman hırçın
zil çalar etekleri.
İstanbul içimde bir ince sızı
kırılgan, ince, zariftir yapısı
yoktur, değerinin bir ölçütü
paylaşılamayan bir mirastır
fatihin emaneti.
İstanbul gönlümün başkenti
sevdaları yutan şehir
her iki yakasında bir hicran var
kavuşamayan kol düğmeleri misali
yolcuları var her daim.
İstanbulun saçları karışmış
kaşlarını çatmış İstanbul
mevsimin ayazında kalmış
kirpikleri üşümüş İstanbulun
bağrında bir ağrı var söküp atamadığı
bazen ağlar İstanbul hüngür hüngür
sel olur akar gözyaşları
bazen gününü gün eder dolu dizgin
hem bazen bir çocuk kadar neşeli ve masum
hem bazen bir çocuk kadar inatçı ve hırçın
İstanbul yataklık eder
hem velilere ve zatlara
hem de kan emici bir düşman olan
mafya ve bataklıklara
binbir çeşit alem var İstanbulda
hey gidi İstanbul hey
bağrında yatan vatan evladı,
ki çogu Osmanlının ecdadı
sen ki gönüllerin baştacı
alamaz kimse seni, vermeyiz ele.
Kayıt Tarihi : 9.6.2010 19:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu şiir 29 mayıs 1453 istanbulun fethine ithafen yazılmıştır...

TÜM YORUMLAR (1)