Ey bostan senin bağrında bir gül vardır
O güle varılacak bir gün vardır
Çözülmeyi bekleyen sırlı bir düğüm vardır
Sakın düğün deme
Şeb-i arus gibi ölüm vardır
Güneş gibi süzül gir penceremden içeri
Isınsın ruhumun tüm derinlikleri
Sorma gel artık rüyama geceleri
Yüzüne hasretlikten sönmeden gözümün feri
Çarşambayı sel aldı
Bir yar sevdim bana vardı
Öyle değildi bu türkü bilirim
Bir de uzun yollardan
Uzun zamanlardan gibi gelişini bilirim
Güneşin bir başka doğduğu
Gönüle vurulamazken kapı kilit
Diyorsun ki bir mumla buzulları erit
Aynı gökyüzü altında uyurken geceleri
Seni unutmam olamaz bu kadar basit
18/05/24
Güneş kıskanır ışığını
Saklanmış gölgenin eşgaline
Gül açarken sana bakmış
Benzemek için cemaline
09/01/24
Sanma ki ben senden gittim
Ok gibi hızlı gelmek için
Yay gibi gerildim
Önüne bakıp görünmüyorum diye üzülme
Sen mutlu ol diye halı gibi ayağına serildim
Çiçek alıp versem eline
Hatrı kalır
Sana iltifat edemeyen dilimin
Gözümle baksam sana doya doya
Hatrı kalır
Elini tutamayan elimin
Kırılsın kalemler
Kağıtlar yırtılsın
Kesilsin ağaçlar
Gölgelesinde kimse huzur bulmasın
Mutlu değilse şairler
Hepsi asılsın
Zaman geçerken bu kadar çabuk
Neden ölmüyoruz çarçabuk
Bunca acı varken
Yara nasıl tutsun kabuk




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!