Lal olmuş şu dilim etmez irtical
Şiirle gazelle himmet eylemem
Ahiret yurduna etsem irtihal
Mersiye sineye minnet eylemem
Ne mülkü gerek nede yosması
Ne gece örter güzelligini
ne taze bahar seninle yarışır
Asırlar ötesinden gelen gür sesin
aşıklar meclisinde rinde ulaşır
En parlak yıldızı indirsek de yere
Asla ışımaz senin yanında bir kere
Gülzarda her goncayı sarmış kasvet
Buyi vuslat-ı canana kalmış hasret
Lutfet derle bizi ey Bağban-ı Hatem
Sona ersin artık bu kutlu matem
Ne Tevhid, ne ahkam ne ceza ne de hat
Ferec, ferec diye dövün sonra yan gel yat
Beklemenin anlamı yalnız budur sanmayın
Bak O' nun hükmüyle hükmet diyor şeriat
Forvetmisin bilemem yoksa solun mu açık
Kibirlenmiş nefsine gem vurmalısın accık
Hak sanıpta durmadan batıl tekmesi atma
Doksana takmak için idmansızsın birazcık
Gafil sen takım oyunu nedir hiç bilmedin
Ne dünyaya bağlayacak eski bir yaygı
Ne de ölüm korkusuyla taşınan kaygı
Bir Ferecin vuslatına duyulan saygı
Sabırla dünyada oyalar beni
Ben Aleviyim, Şiiyim İsna aşerim
Gülistan gülsüz olası değil,
Bülbül yanlız kalası değil.
Ey kalbimin gonga gülü,
Bu kalb sensiz durası değil.
Perdeler yıkılır ay görülür
Hedefe vurmaya yay bürülür
İntizar yolları sabır ile örülür
Zehranın aşkı başkadır başka
Zehra ile arada olmasın perde
Yıktı bizi Çaldıran
Dört yanımız saldıran
Yok mu zuhurdan önce
Bir ayağa kaldıran?
Hüseyin Hatemi
Üstad Hüseyni hocam ârûza pek hasretmiş
Âruz ilâ yazmâsî gerçêkten bir zahmetmiş
Ben hece sâya sâya öğrenmiştim hesâbî
Hêsap etmekte geçtim bîzim acar kasâbî
Âruz cebir gibiymiş dört işlemlen olmûyor
Formül bilmezsen mısrâ yêrin bulmûyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!