Güneş, geceye karanlığa isyan
Deniz susamışlığa isyan
Yağmur kurumuşluğa isyan
Meşe, menekşe bozkıra isyan
Tebessüm gözyaşına isyan
Vuslat ayrılığa isyan
Ben, bozkırın sarısındayım
Kardelen çiçeğinin kokusunda
Bir ölünün uykusundayım.
Beni bir serçenin gözyaşları diriltir.
Bir bebeğin gamzesindeyim
Cırcır böceğinin nefesindeyim
Bir ayrılık görüp üzüldük..
Firari fikirler sardı dört bir yanımızı, düşündük..
Gönlümüzün namlusuna vuslatsız aşkları sürdük..
Sızlarken kalbimiz, biz her lahza büyüdük..
Esen rüzgarlarla konuşup aynalarla yüzleştik.
Çakıl taşlarını alıp denizlerle savaştık,
Geceleri sokağa yağmur yağar
Kaldırımlarda kırık aynalar var
Rüzgarın çığlığı sokağı kaplar
Üşür ruhları sökülmüş ağaçlar.
Geceleri sokağa yağmur yağar
Seni aradım,
Güneşin mehtaba her batışında..
Ay karanlığında, yıldız suskunluğunda
En ıssız yerde açan zambak yalnızlığında
Ve hırçın dalgaların bestelediği
Umutsuzluk şarkılarında aradım seni.
İmzasız mektuplar vardı cebimizde
Notasız şarkılar dilimizde..
Bazen manalarda boğuluyorduk
Bazen kelimelerde..
Türlü sırlar vardı çözülmeyen.
Gerçekler vardı kimi nazarlarla görünmeyen…
Kim duyar gecelerin şu çığlığını
Hangi bahar büyütür gül yaprağını
Ölesiye susayan çöl toprağını
Bilmem kaç yağmurun ıslatacağını.
Hangi ceylan yavrusu kaçar kaplandan
Gözyaşım yüreğime akar benim
İsyan kokar şu zindan gecelerim
Aydınlıkları istiyor değilim
Atın mahzene çürüsün bedenim.
Uykunun uyuduğu vakitlerde,
Ey yar bırakma ellerimi
Sensiz üşürüm,
Boran fırtınası kuşatır dört bir yanımı,
Bir sanci kaplar sol yanımı
Nefessiz kalırım
Umutlarım ölür yarına dair
Dudakta manasını kaybeden kelimeler
Bilemem hangi zaman 'mutluluğu' heceler
Sabahı beklerken güneşi yutan geceler
Boğar ışıklarını her lahza birer birer
Bahar kondurur ömrüme veda busesini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!