ne çok yanlıştı aşk
kırık bir yalan gibi karışıktı zaten
kesilip de kesişmeyen o inatçı duygumuz
aslında gururdu içten içe
zamansa hep buna alışıktı bilinen
söyle zeki ağabeyim
şu şık duruşlu pierre loti’ye
aşık olmayan kaç kadraj kaldı daha
nereden estiyse
dilime şimdi
denizi anıyor dilim
önüm kar kıyamet
ardım Didim
Dişil zamandı
Ruju dudağından akan
Aşırı serseriydi yatağımda debelenen bir uyku
Gece çığlığında ürkekti çocukluğum
Ah duymasam o sokak köpeklerinin seslerini
Ne eksilirdi ki penceremden
n’olur sevdiğim
yazgıma acı bir tokat gibi çarpan
her sayfası zalim bu romanın
içinden çıkar da al beni
o durul beldede kırçıl ve çakıl gibi benizleri nisâyı andıran duru yüzlü bir kardelenin soygun teninde pamuksu bir özlem ve ipek bir acının çığlığı minvâlini yitirmiş façalı bir bulutun gözcül çisili gibi o cemrenin en yalın hâliyle atlas halısı gibi serilmeliyiz şimdi yer yanağına sevgilim...
ve
şebnem dokundu demeli tenime
sen, acı bir çığlıktın
dudaklarımda büyüyen
bir çığ gibi düşüp
yakıyordun
kor alev yüreğimi
sağırlaşan zaman zarfında
ağırlaşan bir roman
dilim olgunluk evresinde
yarın
sırtımda çok ağrılı bir sonbahar
heybemde bir avuç umut
ve tüm özlemlerim kehribar
eğer ki
bir şarkıcının sesini bir hintli bile keşfetmişse
okyanusları bile dize getirerek
demek ki bulunulmaz hint kumaşı gibidir o şarkıcının sanat değeri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!