Faşizm seni sana gocuklu celep yapar kar ...

Kardeşim, öyle bir korku saldılar ki üstümüze,
artık fikri olan insan bile susar oldu,
sanki düşünmek yasak,
sanki söz söylemek günah,
sanki her cümlenin arkasında gizlenmiş bir cellat var.

Bir zamanlar öyle bir korku saldılar ki inançlı insana,
“Komünizm tehlikesi” dediler,
“Komünizm gelirse mal ortak olacak,
kadınlarımız da mal, onları da mı ortak edeceğiz?”
diye fısıldadılar kulaklara.

Oysa ki komünizm,
üretim araçlarının ortaklığı demekti,
ekmeğin paylaşılması,
suyun kardeşçe akması demekti.
Ama onlar, bilmeden,
bilmedikleri kelimeyle korktular,
bilmedikleri fikirle ürktüler.

Ve unutup gittiler kendi inançlarının özünü:
“Mülk Allah’ındır” diyordu kitap,
ve “kullanımı tüm canlılarındır”
diyordu o sözün aslı.
Ama onlar kendi inancından korkar oldu,
kendi kitabını yanlış anlar oldu,
kendi sözünü düşman beller oldu.

Böyle böyle düşman ettiler insanı insana,
köylüyü köylüye,
işçiyi işçiye,
komşuyu komşuya.
Ve halk, bilmeden,
kendi yüreğinin üstüne taş koydu,
düşünceye yasak koydu,
fikre zincir vurdu.

Ama unutma kardeşim,
faşizm yalnızca zincirle bağlamaz,
seni de kendine benzetir,
düşünen insana düşman eder,
yüreğini kör, dilini suskun bırakır.

Evdeki tencere siyasettir,
çocuğun açlığı siyasettir,
işçinin alın teri, köylünün toprağı siyasettir.
Ama sen “pahalılık var” desen,
“iş bulamıyorum” desen,
“adalet lazım” desen,
hemen “siyaset yapma” diyorlar.
Artık başında bekleyen gocuklu celep yok,
milletin kendisi olmuş o celep,
düşünceyi kırbaçlıyor,
fikri taşlıyor,
sözü susturuyor.

Eskiden “bilgisi yok ama fikri var” diye kızardık,
şimdi “bilgisi olmaya insanlar” fikre de düşman oldular
Sen bir şey desen,
karşısına kale kuruyor,
sanki sen düşman ordususun,
sanki sözün kurşun,
düşüncen kılıç.

Faşizm sadece zincir vurmaz kardeşim,
senin kalbini de çürütür,
senin ruhunu da ele geçirir,
düşünen insana düşman eder seni,
en yakınına bile nefret kusar hale getirir.

Ama unutma,
bir gün paslı zincirler çözülecek,
yırtılan gökyüzünden güneş sızacak,
işçinin tulumu en şanlı elbise olacak
ve hürriyet,
o yanık türkü gibi,
elini kolunu sallaya sallaya yürüyecek
bu güzelim topraklarda.