Roka, balık ve rakı...
gerçi sen şarapla eşlik etmekte ve
bir balıkçı lokantası
hemde çiçek pasajında,
bir fasılın ortasında bulmuşuz kendimizi yıllar sonra
yaşamın aksi istikametinde sürükleniyoruz.
sen saçlarını toplamışsın üstünde kırmızılılar
ben saçları dökülmüş yaşından ihtiyar gösteren bir adam.
Eh işte biraz ordan burdan sohbet, sonra kedere sin kaf ve dem
umrumda mı sanırsın bir aldanmanın baş rol oyuncusu olduğumdan.
bir akşamın karanlığını aydınlatıyorsun bak farkında mısın?
hani deyimler sözlüğünde arasan bulamazsın
bir vecize gibi yaşamak, yılları geride kalınca anlarsın.
Masanın dört bir yanından tef ud kanun aradan tiz çıkışlarıyla
yaylı tambur, tasvire devam velhasıl kemanı klarneti
içli içli gamzedeyim çaldırıyorum yaylıdan,
hadi canım sende der gibi tebessümün yayılıyor yanaklarından
ve bir yandan söylüyor bir yandan da içiyorum şevkle
Zira zamanın önüne engel duracak kudret yokki, olsa öyle bir kudret
geri gelmesine de sebeb olurdu hayat denen kısa vadeli senet,
benimkisi de laf mı şimdi 40 yılın başında oturup içiyoruz
yanılmışımdır belki bütün şiirlerimde sen yoksundur
belki sen tek şiirimsindir de yaşadıkça kafiyeleri dökülür.
İtiraz istemem gel bir de benzemez kimse sanadan bir kuble
sen oku bu sefer, beğenmezsin sesini lakin dinlemesi güzeldir
muhatabından cümleleri.
kemanda ağlıyor inceden inceye kanunla sarmaş dolaş
nazını bıraktığın an, kaderim misin be arkadaş
yine çıktın karşıma çingene uzat diyorum
uzatıyor bana gülleri demet demet,
sohbetin manasına uygun olacak kenar süsü,
güller çoktan soldu da kurudu bana karanfil ver diyorum
ve karanfilleri alır almaz tavrına hayran oluyorum.
Yerle gök kubbede dinliyor seni,
pasajın diğer köşe bucaklarında, kimisi efkarından
kimisi neşesinden bir şeyler sunarken
bende gözlerinden yorgunlukla karışık
anlıyorum yine bir vedalaşma dakikasına yaklaşıyoruz,
sanki kürekleri akıntının tersine çeken az önce biz değildik te
dümen suyuna giriyoruz hemen.
Gözlerim kan çanağı, şiirin tasvirinden fazla şarkılar çaldı kim bilir
hangi besteleri istettik ki faslı muhabbette dem kalmadı
Eskitirken akşamı,
yaylı tamburla klarnete teşekkürleri sunma da
aracı kağıt parçalarını takdim ediyorum,
nice hayat öykülerini ağırlamıştır lan burası düşüncesinde,
alkolünde tesiriyle dalmışım
benzerini yaşamaya razıyken, hani ömrümüz de olursa
bir kere daha uğrar mıyız pasaja sözünü alacağım,
ama bir güzellik tek seferin altında kaldıkça hatıra da altınlaşır
sen yoluna ben yoluma efendi havalarındasın anladık
çıkıyoruz oradan, havanın da aydınlanmasına var epey kum tanesi,
bende Gamzedeyim'in nağmeleri zihnimde
dilim döndüğünce allahaısmarladık...
Kayıt Tarihi : 9.7.2014 02:08:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
25 Haziran 2009'da kadim dostum için kaleme alındı
![Çağhan Sarı](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/07/09/fasildan-kalan.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!