Ah, şu fasafiso dünyanın tantanası,
Büyük laflar, boş vaatler, alkışların yankısı.
Kürsülerde nutuklar, hamasetin en hası,
Perde arkasında dönen dolapların alası.
"Vatan millet Sakarya!" diye gürlerken sesler,
Cebine üç kuruş girse, unutulur tüm dersler.
Adalet teraziymiş, kim takar ki bu kezler?
Güçlünün borusu öter, zayıf hep ezilir, besler.
Sosyal medya er meydanı, klavye kılıç olmuş,
Herkes filozof kesilmiş, akıl fikir donmuş.
Bir "like" uğruna satılır dostluk, vicdan solmuş,
Sahte gülüşler ardında, nice kalp yorulmuş.
Aşk dediğin üç günlük, bir heves, bir oyalanma,
"Sonsuza dek" yeminleri, ilk rüzgârda sallanma.
Gönül bir oyuncak olmuş, kırılırsa aldırma,
Yeni birini bulursun, bu fasafiso aldanma.
Sanat diye sundukları, şekilsiz bir karmaşa,
Anlam arama boşuna, her şey dönmüş bir şaşa.
Derinlik kaybolmuş gitmiş, ruhlar olmuş bir maşa,
Bu gürültü patırtıda, kim kalmış ki baş başa?
Eğitim desen bir yarış, ezberin saltanatı,
Düşünen beyinler değil, robotların marifeti.
Gelecek kaygısıyla gençlik, tüketir tüm takati,
Sonra bir diploma alır, işsizliğin vebali.
Ama dur! Bir de umut var, o incecik bir sızı,
Belki bir çocuk gülüşü, belki bir dostun sözü.
Bu fasafiso hengâmede, kaybetme sakın özü,
İçindeki o cevheri, parlat ki görsün gözü.
Belki de bu fasafiso, bir ayna tutar bize,
Gösterir çirkinliğimizi, çarpıklığımızı dize dize.
Uyanmak gerek artık, bu derin uykudan, bu vize,
Gerçeğin peşine düşmek, en büyük mücize.
Fasafiso dedik geçtik, belki de hayat bu, kim bilir?
Ama bir şeyler eksik, ruhum fısıldar, içim titrer.
Belki de anlam, o en saf, en masum yerde gizlidir,
Fasafisoların ötesinde, sessizce bizi bekler.
Ahmet Nejat Alperen
Kayıt Tarihi : 15.6.2025 11:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!