Farz et ki iki küçük uçurtmamız var
Salıyoruz iplerini yükseklere
Kumdan inşa ettiğimiz kalenin surlarından
Süzülüyor semada her biri narin,coşkulu
Seyre dalıyoruz gün batımını
Mehtabı kızıla boyayan güneşin
Son ışık yağmurunda yıkanıp arınıyoruz
En saf halimize bürünüp mavi giyiyoruz
Mavinin türlü çeşidinde
Doyumsuz bir yolculuk başlıyor
Labirent misali yürek atışlarında
En ücralarına ulaşıp
Karanlıklarını aydınlatıyoruz
İç dünyalarında meltem estirip
Kristal yıldızların altında
Dolunaydan yükselen keman nağmeleri eşliğinde
Beyaz dost karanfille umut
Kırmızı gül goncasıyla aşk ekiyoruz yüreklerine
Tüm aşıklara yol gösteren meleklere eşlik edip
Aşk çeşmesinde yıkıyoruz yüzümüzü serin buz gibi
Okyanuslara salıyoruz teknemizi
Yelkeni yüreklerimiz
Kucaklıyoruz evreni
Farz et ki iki küçük uçurtma biziz
Sen ve ben uçuyoruz meltemde savruluyor saçlarımız
Özgürce kendimizi seyrediyoruz
İpler ellerimizde salıyoruz bedenimize kulaç,kulaç
Geziniyoruz yüreklerimizde
Umut ve sevda dolu yolumuz
Kocaman ölçüsü yok yüreklerimiz
Tıka basa doluyor sevgilerle senli benli
Sarılıyoruz dört elle birbirimize
Sarılıyoruz aşka
Bırakmamacasına
Farz et ki iki küçük uçurtmayız
Ve istikamet kendimiz
Uçuyoruz sana,bana
21/01/2004
Meral YağcıoğluKayıt Tarihi : 12.4.2004 11:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)