Ben görestim Artvin'imi köyümü
İsmim Faruk herkes bilir soyumu
Anlatayım biraz da ben köyümü
Üç mevsim kiraz yenen yerdenim
Kurumayan dağlarının karı var
Şafak vakti git kırlara
Çiçek topla benim için
Gönlü kırık insanlara
Çiçek yolla benim için
Dumanlı şu dağlardan
Dağlar senin çiçeklerin güllerin
Sinmiş kokuları bu sineme gitmiyor
Dökülmüş gölgene gül tohumların
Ektim şu gönlüme neden bitmiyor.
Eşarbını takmış başın üstüne
Sürmeler çekmiş kara gözüne
Dünyalar bedel tatlı sözüne
salınarak giden dilbere bakın
Düşmüş yollara gider düzüne
Yitirdık saygıyı dünden bu günden
Kimse aramıyor canı gönülden
Kalmamış mertlik gitmiş yerinden
Düzelmez düzen uğraşma usta
Perset Mahalle'sinden duştum yola
Sahluket'a çıktım verdim bi mola
Harkları kapanmış, sarmış yapraklar
Gidemedim takıldım dikenli Col'a.
Benim mahallem garip hanzarat.
Ulan dünya beni yedin
Neydi senin benle derdin
Hep ağlattın güldürmedin
Kastın neydi bana dünya
Her acıyı bana verdin
Veda ettim köyüme,ben gidiyorum
İlkbahar olunca gene gelecem
Karlı dağlar size elveda diyom
Açınca çiçeklerin gene gelecem
Yaylamın çimenleri sarardı soldu
Bulamadım yolları kalmamış izler
Yolu da yokuş çekmiyor dizler
Dağlarda kuşlar yolumu gözler
Ah bi çıkabilsem marsis dağına
Didvake yamaci çağılla dolmuş
Çıkınca yaylaya neşesi artar
Çatının üstüne bedevre ortar
Kapıda baltasi odunda yarar
Bir er kişi gibi yayla güzeli
Akşam inekleri ahıra bağlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!