Akşam oluyor,
Güneş batmak üzere...
Annemin mavi masa örtüsüne şeftali reçeliyle,
vişne reçelinden sürüyorum.
Biraz karıştırıp bakıyorum,
Oldu işte,'yaptım akşamüstünü' sevinçle!
Anneme gösterince paparayı yiyiyorum.
Kovalıyor beni limana kaçıyorum...!
Farozun damlarından birinde buluyorum kendimi!
Kazım Koyuncu çalıyor
'İşte gidiyorum diyor'
Oysa ki ben,koşmaktan yorulmuşum.
Tahta bir sandalye bulup oturmak istiyorum
nefes nefese...
Kuğular da orda beni bekliyor sanki!
Baba Necmi oturmuş yudumlanıyor ufaktan!
Nerdeydin yaa diyor gözüm yolda kaldı?
Baba Necmi mahallenin sarhoşu ya uyur ya içer
efkar mı Babalı,Baba mı efkarlı bilinmez.
Hadi bir şişe kap da gel bak ne güzel yüzüyor şu solda ki!
Deli midir nedir ya hepsi uçtu gitti
o gitmedi...
Daha çocuğum Necmi Amca demeye kalmıyor!
Hoş geldin… diyor Doktor!
Elindekileri veriyor mezeye katalım diye.
Solda ki kuğu hep bizimle beraber...!
Şerefe dercesine başını kaldırıyor şaşkın!
Demek ki diyorum üç dertli birbirini bulmuş.
Gülümsüyorum içimden.
Eğiliyorum ona yem vermeğe denizde ki aksiseda mı görüyorum...!
Şaşırıp kalıyorum.
Demek hayat sadece bir koşu diyorum gülümseyip
Hadi şerefe 'Baba' diyorum!
Neyin dediğinde,
Şu solda ki sarhoş kuğunun...!
Deli diyor bana gülüyor!
Anne...
Sen mi kovalamayı bilemedin,yoksa ben mi kaçamadım...!
Kayıt Tarihi : 25.3.2009 12:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!