Allah’a giden yol, sonsuz olsa da,
Hedef aynı amma, sevk ediş farklı.
Âşık vuslat için ilaç bulsa da,
Onu yüreklere zerk ediş farklı.
Aynı gök kubbede aynı mabette,
İmana çağrıda dine davette,
Kuran da yazılı her bir ayette
Lâfız aynı amma şerh ediş farklı.
Yaratılan her şey belli ölçüde,
Manaların özü maddi bürgüde,
Bütün ilişkiler şaşmaz örgüde,
Olanı biteni fehm ediş farklı.
Ayrı işler vermiş cansıza cana,
Hiç eşit tutmamış eylemden yana,
Herkes hayrı şerri biliyor amma,
Kaderi kazayı dert ediş farklı.
Her insan kendince yiğit ve cesur,
Hiç kimse kendinde aramaz kusur,
Benliği sarınca çelik gibi sur,
Kalleş nefisleri mert ediş farklı.
Kendini bilecek ilim olmadan,
O ilimle insan kendin bulmadan,
Kalbine hakikat ilmi dolmadan,
Farkların farkını fark ediş farklı.
Fiilin, sıfatın, Zat’ın ceminde,
Hakkın iki eli nefsin geminde,
Harama helale oynak zeminde,
Gönül binasını berk ediş farklı.
Muhabbet bağına aşk ile girip,
Mukayyet varını Allaha verip,
Ölmeden ölmenin sırrına erip,
Kendi benliğini terk ediş farklı.
Bizleri kulluğa saydı sayalı,
Kimi afiyette kimi yaralı,
Çokluk âleminde aklı karalı,
Asıl hakikat BİR zevk ediş farklı.
04–03–2008…MUSTAFA YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 22.8.2010 22:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!