Şimdi bakıyorum da geçen zamana, yaşananlara
Her adımımda varmışsın, senden bağımsız düşünülmüyor
Kör edici ışıklar sarmış gün olmuş etrafımı, kamaşmış gözüm
Sağır edici seslerde tek sen duyulmuşsun gün olmuş kulağımda
İşlevselliğim bana aitken sana bağladığım da olmuş
Dostlar veryansın etmiş ardından, hayat eksilmiş
Tek geçmişim seni, aşkla çevirmişim her yeri
Aklıma durgunluk veriyor bu halimle sana verdiğim anlam
Sahipsiz mektupların satırları okudukça acıtıyor
Tehlikeli oyunların sonunda zafer sandığım kayıplar
Hesaplaşmamı yapamadığım zor zamanlar
Ne kaldı ki şimdi yüreğimde bak, enkaz olmuşsun kaldırılıyor
Bilmem ki kaçıncı kez o eski şarkılarda buldum kendimi
Kaç kez çıkamadım içinden başımı gömdüğüm yastığın
Yakınlardaydı vefalı yürekler, tutunamamışım
Her şeye bedel sanmışım seninle geçen bir dakikayı
Bedeldi evet, değerdi seni sevmek her şeye kimseye anlatamamışım
Ne olduysa o gün oldu işte
Sırlanmış bir ayna gibiydi yansımam kendime geldiğimde
Ritim değişti, gözümün perdesi indi, içime bir şey düştü, değişti
Hatırlayamıyorum şimdi kaç aylık zaman, sanki koca asır yaşanan
Bugün artık yalnızlığımda tek kişilik, yanımda olanın varlığı da
Geleceği sensiz seçtim aslında gitme kararı aldığımda
Gittim; gözümde yaşla ses oldun, sendeledim
Nerdeyse geri dönebilirdim, ruh gözüm ikilemine çarptı
Baktığım yerde sen değil başka aşklar vardı
Aşk dahil değil yüreğime hala korkular yadigarın ya; ama yakın
Artık diyorum ki bırak beni kendimle
Bırak da gün ışığı girsin yüreğime
Sonrasını sorma
Sahip çıkmadığın zamanları al vicdanına uykularında
Her neyse şimdi yaşanan; not düşüyorum unutmamak adına
Senin söyleyip de gösteremediğin bir değer kattı bana
Farkındayım artık sevgili
Çok geç ilk gün gibi bir aşk için şimdi
(30.Temmuz.2007)
Gözde HatiboğluKayıt Tarihi : 30.7.2007 23:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yıllar önce yazmış olduğum eski bir mektubumu hatırlattı bana.
Eski Bir Mektup
Üstüme doğan en parlak güneşin bir gün gelecek kayan bir yıldız olduğunu öğrenince, afet yaşayacağım hiç aklıma gelmezdi.
Günler yedikçe anılarımı, daha iyi anlıyorum sözlerinin anlamını.’Sevmiyorum seni, sevmiyeceğimde! ’ dediğin günü hatırlıyorum, bu gün artık hiç bir zaman sevmediğinin de farkındayım.
Kendi yazdığım masal gecelerimin sarayındaki prensimdin.Hiç yanımda olmayışından şikayetçi olmadım, hiç zor zamanlarımda senden medet ummadım.Seviyordum! Şartsız kuralsız sana tutunuyordum...Sanki sen hayatımdaki dertlerime, zorluklarıma yarattığım bir hayal devdin ve ben o hayale sarılıyor güç alıyordum.
Hayatımda bir çok hatalar yapmış olabilirim ama en büyük hatam bir hayali sevmek, ölürcesine sevdalanmak ve ömür çizgimi bir hiçe çizmek oldu.Geçmişteki mutsuzluğum sandığım, en mutlu günlerimin olduğunu bu gün daha iyi anlıyorum.Kaybettiklerime değermiydi kuruntu rüyalarım? Sevmeyi öğrenmek için, aşkın anlamını bilmek için değerdi! Sen beni ‚gözünde bu kadar büyütme’ diye uyardığında, ben de dev kadardın...
Zaman ölçüsünü kaybettiğim, dünyada oluşumun sebebini unuttuğum bir anda çıktın karşıma.Yıllarca çelik sandığa kilitlediğim duygularımın anahatarı ettim seni, duygularımı
dinlemeyi öğrettin, yüreğimin bir değirmen çarkı olduğunun farkına varmama yardımcı oldun...Yaşattıklarının bedelini ödeyecek para birimi yok daha ama bir gün borcumu ödeyeceğim sana, bu dünyada değilse bile ahirette alacaklısın benden.
‚Sen kendine köle istiyorsun’ dediğinde çok haklıydın, yalnız bana ait bir hayal dünyamda yalnız bir dev istiyordum.O dünyamda gönül gözlerim, gönül bahçemde gönlümün görmek istediğini görüyordu..Seni! ...
Bir gün uyandım acı gerçeğin şamarıyla, vefasızlığın tokatıyla değer verdiğim kişinin değerimi hakettiği müddet çok zengin, uyandığım da aslında dünyanın en duygu yoksulu olduğunu anladım.Dev sandığım pire bile değilmiş ki, geriye dönüp baktığımda hiç bir izini bulamadım.
Aylarca kara bulutlara daldım, yağdım, şimşek gibi çaktım, yeri-göğü yararcasına yıldırım gibi düştüm.Şimdi gönül penceremi üşümiyeyim diye küçülttüm, kimse giremesin hayallerime dalmasın diye korkulukla sağlama aldım.
Düşünmek istemiyorum artık düşünmek filosoflara ait, ben değilim.Yanmak aşıklara mahsus, yanmıyorum.Kendimle barıştım hayal kurmuyorum, masallara inanmıyorum.Kederlerim bir anda yok oldu, üzüntülerim silindi, hüzün elbisemi çıkardım gökkuşağına sarıldım.
Zaman akıp giderken biliyorum fazla uzun renklere sarılı kalamıyacağım, en geç güneş renkleri soldurunca çıplak kalacağım.
Hani ‚bitti, zaten bitecekti’ demiştin ya, kendi kendime o an başlayan bir şey yok ki bitsin! ...Biten neydi? diye sormuştum.Sevgi desem, sevmedin! Dostluk desem, hiç dostum olmadın! Ortak yanımız var mıydı? ... Son zamanlarda söyliyecek en güzel sözlerin suskunluk olduğuna göre, bir ortak yanımız da yokmuş demek ki...
O halde senin yanında duyduğum o huzur neden di? ...Ki sen benim yanımda değildin ve hiç olmadın..Ben hep senin yanında, arkanda, önündeydim kösteğin olduğumu söylemeliydin bana.Her şeyin bir macera olduğunu ve okunup bir kenara atılan roman olduğumu daha önce söylemeliydin.Belkide anlatmaya çalıştın, ben anlamak istemedim, bazı yerde zekamın tatile gittiğini biliyorum.Bilhassa hayallerimin dalgalarına kendimi saldığımda, kelebek ömrümü yaşarken…
Bağışla...Seni uzun yıllar meşgul ettiğimin farkına şimdi vardım, affet lütfen.
Miyase Ekekon (Çavuşoğlu)
Her neyse şimdi yaşanan; not düşüyorum unutmamak adına
Senin söyleyip de gösteremediğin bir değer kattı bana
Farkındayım artık sevgili
Çok geç ilk gün gibi bir aşk için şimdi ...
Gönülden kutluyorum güzel şiiri ve şairini...
Saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (4)