Şiir tadında,
Bir yudum çay sıcaklığında,
Mor, lacivert, kırmızı…
Biraz da sarı,
Tonlarında yaşa hayatı, durma!
Fark yarat!
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bir söz geldi aklıma;
"Rüzgarın nasıl estiği fark etmez,
Farkı yaratan, kanatlarınızı nasıl açtığınızdır."
Hayatta büyük eylemler hiçbir zaman rastlantı ve şans eseri değildir.
Hayat bir adımla başlar, gerisi diğer adımlara bağlıdır.
Diğer insanlardan tek farkın kendine farklı bakman ile ilgilidir.
Başkaları ile rekabeti bırak aşman gereken kendindir.
Kendini aşarak fark yaratabilir insan.
Hep aynı açıdan bakar, düşünür aynı şeyleri yaparsan fark yaratacak bir sonuç elde edemezsin.
Hayatta zafer yere düşmemekte değil, düştüğünde kalkabilmektedir zafer.
Düşmek çok normaldir, kalkamamak bitiştir.
Her başarı da yolun sonu değil yolun kendisidir.
İlk adım inançla atılmalı, merdivenin tüm basamaklarını görmeyebilirsiniz, yeter ki adım atmaya devam edin en tepeye mutlaka çıkacaksınız.
Başardım demek de fark yaratmaya yetmez çünkü çıtayı daha yükseğe koymak vaktidir o an...
Shakespeare diyor ki;
"Yaptıklarınız fark yaratıyormuş gibi davranın, çünkü yaratıyor."
Unutma bu hayatta fark sensin, farklı davranır, farklı düşünür, farklı yaşar, farklı eyleme geçersen fark sensin...
Kutlarım ayakları çok sağlam yere basan bir şiirdi. Beni de adeta coşturdu...Saygılarımla.
Şiir ne güzel dile gelmiş! Fark yaratmak, doğru ve bilinçli işlerle ya da yürekle yapılınca isabetli olur. Ama bir kuşu doyurursunuz, o da yapmadıklarınız içindedir, farkı yaratabilirsiniz.
En basit haliyle.
Şiir okuyana mutlaka enerji katacak nitelikte...Çok güzeldi. Kutlarım Nermin hanım, sevgilerimle...
bence şiirinizle fark yaratmışsınız kutlarım şaire
YAZMAK SANA YAKIŞIYOR
Sevgili Kardeşim, değerli antoloji.com üyesi sayın: Nermin Seyratlı,
Şiir, şiirdeki farklılığını; gerek kurgu tekniği, gerek keskin ifade gücü gerekse vurucu mısralarıyla zaten göstermiş. Kalemin kudretini gözler önüne seren, farkını fark ettiren muhteşem bir şiir olmuş.
Okunup ilham alınacak, serbest bir şiirin nasıl yazılması gerektiğini gözler önüne seren bir şiir olmuş.
Emek verdiğiniz, gönül sesiniz şiirinizi beğenerek, duygulu ve usta kaleminize saygı duyarak okudum.
Nice şiirli ve en güzel günlerde görüşmek dileklerimle, sağlık ve mutluluklar diliyorum.
Şiirinizi beğenerek, antolojime ekliyorum.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. Bodrum.
Ne güzeldi şiir sabah sabah içimi açtı. Selam ve saygıyla...
Koş, koştur… Sar, sarmala!
İster gül, ister ağla…
Takma,
Hüzünler olsa da.
Tuzu say, biberi düşün.
Olmazsa olmazları.
Dön sağa, sola…
Öne, arkaya
Fark Yarat!........................ tek kelimeyle harika bir şiir okudum , söylenecek söz yok şiire daitr şahir hepsini söylemiş
*Fark yaratmak* sanırım, insanın kendisini her anlamda yetiştirmesiyle gerçekleşir diye düşünüyorum. Ayrıca farkı fark etmek de büyük bir başarıdır.
Yaşamın güzelliğini fark etmek için insanın biraz yavaşlaması gerek. Hırslardan kinlerinden arınması gerek. ..
Gün içinde gökyüzünün rengi kaç kez değişiyor , yağmur damları birer pırlanta olup kuru dallarda ışıldıyor, kış günü yol kenarında cesur bir papatya bize gülümsüyor...Ama kaçımız fark ediyoruz ?
Yüreğimiz hep olmayanla, yolunda gitmeyenle meşgul. Bunu derken 'tuzum kuru' deme lüksümüz de olmayabilir , ama durup bir saniyecik etrafımıza bakıp , ve ruhumuzda fark yaratmak için, öyle çok paraya pula gerek yoktur aslında.
Yüreği açmak, sevgi üretmek....Sarıp sarmalamak, etrafını gönül gözüyle bakmak ,empati yeteneğini geliştirmek hem fark yaratır, hem farkı ,fark ettirir.
Bu güzel şiirin son kıtasını okurken :
" Bir kapı kapandığında, başkası açılır, fakat biz sıklıkla ve uzun süre kapanan üzülerek baktığımız için, bizim için açılan kapıyı göremeyiz'' diyen Graham Bell' in sözünü anımsadım.
İşte bu yüzdendir kaderimizin değişmemesi. Bazı fırsatları göz ardı etmemiz.
Şiirin de dediği gibi sevgiyi, umudu,gönül gözünü heybesine atıp yola çıkan insan fark da yaratır, farkı da fark eder.
Güne güzel bir şiirle başladım. Emeğinize , yüreğinize sağlık Nermin Öğretmenim.Selam ve sevgilerimle, yol açıklığı diliyorum.
Anlam ve anlatımı enfes bir çalışma olmuş, sizi can-ı gönülden kutluyorum Nermin hanım, ilhamınız bol, kaleminiz daim olsun, selam ve saygılar.
FARKI FARK EDEBİLMEK
“Hikayesi:
Hikâyesi içinde gizli... Fark Yarat”
*
Şiirin hikâyesinde böyle bir cümle dikkatimi çekti.
Amaç belirlenmiş.
“Fark yaratmak…”
Zaman zaman değişik muhtevada, değişik biçimde, değişik ifadelerle farklı tarzlar deneriz; tıpkı giyimimizde, görünüşümüzde, hayatımızda ve hatta soframızda yaptığımız farklılıklar gibi.
Bilerek, şuurlu yapılan farklılıklar elbette farklı olur, olmalı.
Değerli meslektaşımız, branştaşımız da bu farklılığı gayet güzel ortaya koymuşlar şiirlerinde.
Serbest şiirin serbestliğinde dalgalar misali med – cezirler oluşturmuş; rüzgârın okşayıcı savurmaları eşliğinde şiire renk vermiş, esinti kazandırmışlar.
‘Fark yarat’la biten dizeler birer bölüm olabilirdi sanki. Çünkü her bölümde biraz daha farklı duygular, düşünceler işlenmiş...
Bir bölümde ‘gözünü ve yüreğini aç dünyaya. Canlan, fark yarat’ derken; başka bir bölümde ‘Geçmişe takılıp kalma. Değiştir kaderi’ diyerek farklı bir duyguyu ve düşünceyi ifade etmişsiniz.
Son üç dize ise “gümbür gümbür!..”
…
Bunun için bölümler olmalı diye düşündüm.
Sanki şiire böylesi bir libas giydirilebilirdi.
*
Siz:
“Değiştir şu kaderi” demişsiniz ya…
Ben de:
“İnsan kaderin elinde oyuncak değil, ona yön verici olmalıdır” demiştim yıllar önce.
Bu sözüm, kadere inanmamak anlamında değil. Mücadeleyi elden bırakmamak anlayışıyla söylenmiş bir söz.
Mücadele etmeliyiz. Sonucu değiştirsek de, değiştiremezsek de işte o zaman “kaderimizmiş” deriz.
*
Zevkle farklı bir şiir okudum.
Kaleminiz ve ilhamınız daim olsun değerli Seyratlı öğretmenim.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
18 Ocak 2018
Hikmet Çiftçi
Ellerinize yüreğinize sağlık Nermin hanım tebrikler çok güzel bir şiir kutluyorum sizi yüreğinizin sesi susmasın daim olsun iyi geceler sonsuz saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 32 tane yorum bulunmakta