omuzlarımı çektim bir köşeye de
neden bu kadar çok ceset var gardırobumda
diye görüştüm kendi kendimle
başımın üzerinden hiç eksik etmediğim o soruyu
ve benzeri kız kardeşlerimi
soracak olsam
cahili yürüyüşünden tanıyan bilmişlere
sorardım
sudan anlayan şişenin ateşe atlaması
nasıl bir şey
korku ve endişe çağrışımında ucuzluk varmış
%60 lara varan siyah kot veya
Devlet işlerinde giyilmek üzere yeminli takımlar
Alacak olsa hadi aldı
Haftanın beş günü bir isyanın yakını
Diğer günler yolda bir köylüyle karşılaşmanın mağduru
İkindi ezanına bir otobüs kala
Ağzı oksitlenmiş bir ev buluyorum Ankara da
Ne varsa akşamdan içinde
Şimdi buraya yazarsam ki yazmıyorum en az üç şahit isteniyor
Siyahs ete alet olurmuş
Bıçak görünümlü eski harfler bile
Dağılma kamplarına gidilir bankaların fabrikaların
Herkesin elinde………… ortası
Kesinleşmemiş bir Yahudi gibi
Fark ettin mi ŞÜKRÜ bir çorap bir ayakkabı kusar
Tatlıcana tutulacak olursam bir gün
‘’bir gül geçir boynumun içinden’’ dedim ve…
Kayıt Tarihi : 19.2.2011 15:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ateşe herkes atlamaz, sadece aptallar atlar. ölü giysileri: Ölüden farkın mı var?
Şiir miydi bu?..
Yakalayın.!
Ay..
Başımı
Bağlasalar da otursam
dedi
şairin biri
Oturdu..
Caddelerde kum arabaları
bir yabancılaşma
bir betonlaşma çağında yaşıyoruz
terasta sebze, balkonda çiçek, sokakta
dört duvarın ezdiği bir insanlıkla karşılaşıyoruz.
kim demiş şairlerin
isbat edilimez bir yanlızlığı var.
bu kırmızı gök
bu mavi kedi
ve bu yeşil su
neden hep senden sonra düşer aklıma
tuz dedi
ben senin tuzluğundaki tuzum
@..
TÜM YORUMLAR (18)