Yatağımdan irkilerek uyandım. Saat ilk kez bu denli, geç olmuştu. Gece olanlar neyse ki bir kabustu. Dört yıllık aşk son bulacak bizi satın alacak para bulunacak değildi ya! Bu gün yaşadıklarımdan farksız bir kabus, bunu nereden bilebilirdim ki.
Yüzümü yıkadığımda sular bir gözyaşı gibi aktı tenimden, ıslaklık gitmeyecek gibiydi, biliyordum ben ağlamazdım ağlamadım da! Havluyu yüzüme dokundurduğum anda telefonun sesi... Neşe ile çalıyordu, bir veda busesi getireceğinden habersiz! Titrek bir ses ve düş kırıklıkları ile dolu kalbe zararlı sözcükler, meğer filmin son perdelerini oynamış, falanmış filanmış, para aşka sahip olmuş, sözler yalanmış, tutunacak dalım kalmamış. Bedenim sessiz sedasız yere yığıldı. Dudaklarım susmak bilmedi ve ‘’ Seni sevdim diye beni üzme. Yoksa mutsuzluklarımın bedeli kalbimde idamın olacaktır. Cezamı aşk tanrısı aşk kitabından değerlendirse de, senin idamın zaten benim ölüm marşımdır. Seni sevdim diye uzakları mekan belleme, duygularım kaçtığın yerlerde dolaşacaktır. Sakın kimseye sevdiğini söyleme, oda sana kanıp benim gibi yanacaktır. Kalbimde idam etsem de, damarlarıma gaddarca aşıladığın bağımlın yaptığın o sevgini temizleyemem ki. Hayatımdan çıkartsam da başkaları ile tanışsam da, başka eller ile vicudumu ısıtsam da, ben seni unuttuğumdan bahsedemem. Bahsettiğim tek şey, yine sen olursun yine sen!
Unutmaman gereken, yere yıktığın bu bedenin faturasını ağır ödemeye mahkumsun. Yüreğin yetmedi sevgime, sen, sen değildin değiştin. Ama ben hep bendim, doğarken de tektim. Şimdi ise yekim. Kahrımı da çekerim, yarınlarına bulaşmam yemin ederim, ama şunu iyi bil ki sevgilim; Yine gün doğacak, akşam olacak. Sen maçı kazandın ama gör bak şampiyon kim olacak!
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta