-III-
Minerva kuşu uğursuzluğuna yanar
çocukluğumun bisikletten düştüğü yollarda
kıtasıyla anlaşamayan haritadır saçlarım
bir yarım ada, bir yarı(m) yarim ada
Hiçbir mevsimde dokunamazdım ona, yanardı!
elini uzatışı zorunluluktu
sevmiş bulunduk ya birbirimizi, öyleydi!
ne zaman doğmuştu
hangi tarihli sevişmenin eseriydi
beni bu ilgilendirirdi
-I-
Kar beklentisi dağıttı gecenin seslerini
hüzzam bozuldu!
natürel sol, ipsiz sapsız 'sol'a bıraktı yerini
sol anahtarı'yla açılan kapıların ardında
-II-
Kar beklentisi soğuttu gecenin ellerini
hüzzam bozulunca sazlar durur mu...
kendi kendimle sohbetlerim olmasa
kime anlatırdım içimdeki martıcığın
Yağmurun pis asfalta düşerken söylediği şarkı
kirli ellerdeki sesidir nergisin
inançların cenaze töreninden dönüyorum
hiçbirşey ağlamaktan vazgeçiremez beni
canım ya çıkmak, ya sulamak ister
karanfil fidancığını
Hiçbir eylül'e sığdıramazdım onu
hep yaz gelirdi yüzüne, uzardı uyanıklığı
sabah güneşiyle örterim şimdi
yaşamaya ait tembelliğimi
kaçışımın şarkısını söylerler ağlarım
sana gelişimin şarkısını söylerler ağlarım
Yabancı haritalara yaranmak için yarım kalan
silah sesleri arasında doğmuş bebeklerine
savaş ismini verenlerin çocuğuydum
Öyle buyurmuştu reis
uzun burunlu kuş anasını uzaklarda arayacak
Tek isteğim arzularımı geçmişe kaydetmek
sinsice imza çalmak zaman'dan
uyumak değil şarkı söylemek doğduğum evde
dudaklarından göçen kuşlar, ah o kuşlar!
başkalarına söylettiğin hüzzamlarım
peşini hiç bırakmayacaklar! hadi ağla!
-I-
Herşeyi umdum utanmadan, utanmadan kestim umudumu
babamın badem dalına formoza* aşılarken kullandığı
antik çakıyla yaptım bunu.kanarım şimdi...yanarım...
bir şarkım bile yok bu acıyı anlatmaya
-IV-
Kar beklentisi soğuttu bekleyişlerimi
şehir bozuldu...köy bozuldu...
ikisi ortası bir köyşehir düştü payıma
tokluğumu sakladım da oturdum iftar sofralarına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!