Kolektif garantiden boşalan yeri, kolektif deniz içinde gemisini kurtaran kaptan gibi kişisi sanal ve illüzyondu güvencelerle doldurdular. Şimdi kolektif güvence, kişisi güvenceyle parçalı ve eşitsizdi. Keyfiydi. Geminin yüzmesine El izin veriyordu. Kolektif amortismanın yeri, eşitsiz vergiyle dolduruldu!
Bu nedenle köleci bilincin dediği gibi herkes gibi İsa da "Sezar’ın hakkı Sezar’a, Babanın (tanrının) hakkı da babaya (tanrıya)" diyordu. Çünkü köleci toplum erkek erkil (egemen) bir toplum olmakla güncel bilincin kolektif boşluğunu doldurma işini, yani kişisi sigortayı babada görüyordu.
Bu nedenle İsa’nın mana anlayışı içindeki köleci zulüm aile babasının iradesi gibi olan "baba" kavramı içinde özetleniyordu. Oysa sistemin en başında baba vahyi yokken; tekil olan ve verili düzleme uygun eylemleri içinde kendi seçme ayıklama işini yapan kişi eylemlerinden sentezlerle süreç kendi kolektif eylemini oluşmuştu.
"Yün eğirip ip dokuma işi" babanın iradesiyle değildi. Ortam içinde girişen kolektif gücün, kolektif akıl ve üreten ortak iradeyle ortaya konmuştu. "Yün eğirip ip dokuma işi" baba nedenle var değildi. Aksine baba "Yün eğirip ip dokumanın" kolektif gücünü ele geçiren köleci anlayışla vardı.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta