Köleci sisteme kadar gelen ortak kapasiteli kolektif yetenek, sürece bir devamlılık ve sürece kolektif miras olmanın, birikimiydi. Kolektif birikime köleci sistemle birlikte mülk sahibinin tasarrufu dendi. Bu söylem açık seçik olan kolektif birikimin failini belirsizleştirmişti.
İnşa başlangıcında, inşanın başlangıç nedeni içinde olmayan mülkün sahibi söylemi vahit, şimdi gelmiş bağdaş kurmuş kolektif birikimin, verili sistemin eksen merkezine bindiriş edilmişti. Artık kolektif olan kararlar mülk sahibinin iradesine göre olmalıydı.
Kararları biz almıyorduk. Ya kim alıyordu? O denen, mülkün sahibi olan “öyle istediği öyle dilediği için biz böyle söylüyorduk”. Kolektif güç ile insanın sağlaması arasına mülkün sahibi fikri girmişti. Araya giren mülkün sahibi söylemli zaman mekân eylemli imge uzaması nedenle kişiler kolektif gücü görmez oldular.
Kolektif alan içinde tek görünen mülkün sahibi ile onun iradesi ve mülk sahibinin keyfine göre rızkları dağıtıp kaderleri belirlemesiydi. Nasıralı İsa’ya kadar geçecek olan bu süreçti. Köleci süreç mülk sahibi söylemli tuzak anlam içinde kolektif gücü sahiplenme ve kolektif gücü yönetme iştahından doğdu.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta