Kuyular mı kördü, yoksa kuyulara atanlar mı?
Zindanlar mı karanlıktı,
yoksa düşünceleri düşünmeyenler mi?
Kelli felli sızılar mı acıydı, ya da
acıtanlar mı kelli felliydi?
Bir dilekçe gibi sustum;
imza yerine sessizlik bıraktım altına.
Karanlık, sadece ışığın yokluğu değilmiş:
bazı yüzlerin ışığı sömürmesi,
gölgelerini önüne germesiymiş.
Kuyunun dibindeki yankı:
“Sen mi düştün, yoksa seni iten mi daha derin?”
Zindanlar beton değilmiş;
bir bakış, bir susuş, bir unutuş kadar soğuk.
Işığı çalanlar var,
gözleriyle değil, gölgeleriyle bakarak.
Karanlık, sadece geceyle gelmiyormuş;
bazı cümleler de ışığı boğarmış.
Zindanlar, artık duvar değilmiş;
bir unvan, bir makam, bir sus payı kadar derin.
Onlar, görünmezliğin mimarlarıdır:
Işığı çalarken, karanlığı meşrulaştırırlar.
21/09/2025
23:09 #wahran
@demlenmisSiirler
(578)
Demlenmiş Şiirler 2
Kayıt Tarihi : 12.10.2025 00:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!