dudakları terlemiş şehrin
insan kalabalığı
geçtikleri yolları unutuyorlar
akşam
üşümüş evlerin
bacalarından sızıyor
bedenim soğuk
yalnızlığım
sesleri gülümseyen
baharın habercisi
salonun ortasında
asık suratlı kanepe
seni bekliyor
sehpan fincan mezarlığı
yazlık kelimeler
çıkardım gardropdan
gelirsen giyerim
ne buğulu gözlüklerin çığlığı
ne sensizliğin uğultusu
yatağım sınır harbi
üşüdüğüm düşlerin sessizliğinde
üzerime sinen battaniye
kokusuyla uyanıyorum
albümdeki resimleri kundaklıyorum
pabucu dama atılmış
çocuk hüznüyle
kıyıya vuruyor çaresizliğim
hatırladıkça
gözlerinde filizlenen
ışık oyunlarını
güneş su almaya başladı
şimal rüzgarları dağılıyor
sonsuz okyanusun yelkenlerinde
sisin içindeki
beyaz lalede
çekiliyoruz köpüklerimize
faili meçhul ayrılıkların
sanık sandalyesi kırıldı
bütün kalpler firarda
yağmuru bekleme
dünyaya konfeti yağdıran
kar melekleriyle uyanacaksın
Kayıt Tarihi : 24.2.2004 19:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!