Dertliyim, efkârlıyım, içmem gerek bu gece
Boşalan bardağımı tazele meyhaneci
Derdimi dökeceğim meclise hece, hece
Boşalan bardağımı tazele meyhaneci
Islak kaldırımlarda duyduklarım, yalanmış
Kıbleye döndüm yönümü
Avuç açtım rızan için
Talan ettiğim ömrümü
Yere saçtım rızan için
Bugünden sonra seversem
Sana mektup yazmıştı şu günahkâr ellerim
Kâğıda ve kaleme isyan ettiler akşam
Yırtık resmine bakan mahmurlaşmış gözlerim
Ufkun kızıllığına doğru gittiler akşam
Anadan uzakta, evinden uzakta
Gurbet diyarında yaşayan insanın
Sevdiğinden ayrı, dostundan uzakta
Kalbinde hasreti taşıyan insanın
En tabii hakkı evini düşünür
Ve kalbinden kopar bir delice isyan
Zaman bitmiş habersizce dün gece
Kara taşlar üzerinde uyurken
Yüreğimi mahmuzladı bir pençe
Kara taşlar üzerinde uyurken
Sevdadır bu, yüreğimden vurgunum
Üstümde çile yüklü kara, kara bulutlar
Dolaşıyor adeta yırtıcılar misali
Kalbimde, sevgi dolu, hasret dolu umutlar,
Tutuşan bir kin, derin zor acılar misali.
Yüreğimde açmıyor artık ne gül, ne lale,
Yine çaresizdi, suskun, sessizdi
Bir sigara yaktı '' adalet '' dedi
Evliydi, babaydı ama işsizdi
İşçilere baktı ''adalet '' dedi
En zor günlerini okurken gördü
Hatıralarımın,
Köşe başı taşıdır Antep geceleri
Hicranlı hayatımın başlangıcı
Çakır gözlerimin yaşıdır Antep geceleri
Dili olsa… Konuşsa taşlar
Ne çıkar, eriyorsa dağlardaki karımız
Gam değildir savaşta delinse şu bağrımız
Savaş meydanlarında kalsa bizim yarımız
Bizim dağlar bizleri saklamasını bilir
Hür değilsen arkadaş yaşamak nedir sanki?
Hayat dolu bir nağme, terennümdür dilimde
Bir hışırtıdır çöker, huğ evin damlarına
Ay kalkmış, deniz uykuda, dert alanım elimde
İçelim arkadaşlar, Burnaz akşamlarına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!