Akşam;
Aysız, karanlık ve soğuk olduğunda.
Ta ki gözlerim;
Hüzünle yaş dolduğunda
Ben, yokolduğunu görmüş gibiyim...
Aklımda arslan;
Özle beni;
Ne olduğumu bilmeden...
Hayal kur.
Yürü iki yanı ağaçlı, ıssız yolda,
bir mezarlık duvarında otur.
Kumlara uzan kavuran sıcaklarda,
Yüreğim yılgındı,
ezilmişti...
Kimbilir;
Üstünde kaç kere gezilmişti...
Bu ne hazin bir serzeniş,
ne yokolası özleyiş...
Dişlerim, aç bir kurttan daha keskin;
Yüreğim, tutkuya zincirli...
Yüreğin...
Demedi mi sana,
açken ava çıkılmaz?
Demedi mi?
Bir zaman;
Erkek gibi severdim...
Sevdim mi,
dağları düz ederdim...
Olmazdı bana yayla
ve olmazdı vadi...
Yüreğimde karabulutlar var.
Var bir de kapı, geçmeye çalıştığım;
Dar.
Kar yağdırıyor içime bu karabulutlar,
Giderek yokoluyor,
sarıldığım umutlar...
Yaz beni,
mısra mısra, dize dize yaz demiştim.
Her şiir kara trenin vagonları gibi.
Başımı uzatıyorum
kompartımandan dışarı.
Yüzüm kara oluyor.
Ben de iyi savaşçılar yetiştirdim;
Yılmadılar, gözlerini dahi kırpmadılar...
Af diye bir duygu yoktu onlar için,
ne affedildiler; Ne de affettiler...
Ölüme atılırken onlar;
Ölüm,kendi çaresizliğine acıdı...
Bana iyi davranmalısın...
Gündüz nasılsa,
gece de aynı olmalısın...
Saf olmalısın,
duru olmalısın;
Beni bulmalısın sevdiceğim...
Bir filmdi...
Mükemmeller arasına aldığım,
bir klasik.
Kalbim melekte kaldı...
O çocuğun ölümü.
Bir meleğin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!