Bir yaz akşamı serinliğinde
Dolunayla beraber gelmişti
Nur yeşili gözleri beyaz teniyle
Adeta büyülüyordu zerafetiyle
Gülüşünde bir çiğ damlası
Ne ekmektir fukaraya
Ne sudur çorağa
Ne havadır soluğa
Bir bilinmeyendir aslında
Gün olur, orduları savaştırır
Bir şiir yazayım dedim sevdiğime
Aldım kalemi elime, kayboldu kelimeler zihnimde
Kalbim bir acı kustu
Bilmem kaç bin metre derininde
Takıldı gözlerim karanlıkta bir yere
Yaratan, ölümsüz yarattı beni
Ne güzel sonsuz bir yaşam
Sen, bu yaşam içinde kısacık bir an
Ne hazindir ki aradığım hep o an
Darağacındayım
Urgan boynumda
Umutlarım tükenmiş
Kollarım yanıma düşmüş
Kanım beynimi parçalıyor
Müminler Kabeyi
Hrıstiyanlar vaftizi
Museviler Musa'yı
Unutursa.... Söz
Bende unutacağım seni
Geçim derdi işte...
Ekmeğimizi kazanalım diye çıktık seyahate
Uzunca yolculukta bir dost...
Çıktı karşımıza adıyaman menzilde.
Sordu halimizi anlattık derdimizi
Çırılçıplak geldim dünyaya
O kadar düşüp kalkmama
O kadar acıya karşılık bir bez verdiler bana
Ve şimdi ona sarılmış gidiyorum
Geldiğim sonsuzluğuma
Karanlıklar içinde mum evler
Her birinde ayrı sevinçler kederler
Zaman içinde erir giderler
Ne zamanı ne mekanı kendileri belirler
Geriye kalan hikayeler
Koca okyanusları yüzerek geçiyorum,
Aşılmaz sıra dağları aşıyorum
Binlerce metre eşiyorum yeraltını,
Ama... Kafatası içinde
Bütün sınırları kaldırıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!