Hava sakin,yağış yok
Ev ıssız, odalar boş, ses, seda yok
İçim buruk, boş, halim yok
Yıl 2003, Şubat 16, günün tadı yok
Öğlen olmuş, zaman geçmiş, haberim yok
Beklentim yok, keyfim yok
Eyleme nezdinden uzak beni
Oraya götürmek için kendimi
Çekiyorum bin bir elemi.
Aç rahmet kapın hiç olmazsa
Şu güneşsiz günlerden sonra.
Yaşamak, sevişmek ne kadar da güzel
Sevişmek bunların hepsine bedel.
Geçen anlarımda çok güzel sevdim,
Ebedi olarak sevişemedim.
Sevdiklerim hep elimden gittiler,
İnanma ki bu korkunç
Dehşet saçan kelime
Yalnızca koyu, kesif
Bir geceyi anlatır.
Yaşımın en kıymetli
Eski aşklar yokmuş!
Aşk,bir nesne mi ki kaybolsun
Aşkın,suçu değil ki kaybolmak
O,bir canlının sahip olduğu ateş,
Yoksa sende, donarsın
Varsa sende, yanarsın.
2006 Mart 29
Antalya- Ordu arası karanlık,
Bir an için de olsa,
Dünya ayakta bu gün.
54 yıl sonra yaşanacakmış,
Güneşin tam tutulması.
Ey! Çocuk dünyaya çok talihsiz geldin
Çok ızdırab çektin, of bile demedin,
Feleğin çemberinden iki büklüm geçtin
Yine de hiç kimseye aman demedin.
Şimdi de kupkuru bir sünnet düğünü
Memur – Gidiyordum bir gün köye
Gördüm yolda ben birini
Dedim behey gel de beri
Konuşalım senlen şöyle.
Köylü- Bana dedi; ben gidemem
Denizin ortasında sakin, sessiz bir kule
Onu bilmeyeni yok tarihi kıymetiyle
Sırra erdim şu anda onu seyre dalarken
Güçmüş anlamak onu yapayalnız haliyle.
Bir kişi ki kendi de düşmüş yalnız aleme
Yarı gonceden ırak dalmış aşk alemine
Güneşimizden milyonlar varmış alemde,
Alemî düşünmek bile yoruyor beni.
Bizim dünyamız da alemde bir yıldız,
Peki bu alemde biz neyiz.
Neden düşünemiyoruz koca alemde kendimizi,
Dünya denilen yıldızda tepinip duruyoruz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!