Ne güzel bir gülüşün vardı senin,
Bembeyaz bir pamuktu sanki tenin,
Ruhumu okşardı ipekten sesin,
Yine bekledim; sen yine gelmedin...
Kollarında uyurdum derin derin,
Belki de en fazla ihtiyaç duyduğum zamanda,
Sen gittin diye sevdim ben sevdiğim; yalnızlığı...
Hiç aklımdan çıkmıyor son gününün sabahında,
Hastalığına rağmen hazırladığın kahvaltı...
Gururum yenik düşmüştü akan gözyaşlarıma,
Hüznüm gizli kalbimde, elimde boş bir kağıt,
Ağlıyor bu gönlüm, öyle bir ağıt ki ne ağıt…
Yazarken veda mektubu çektiğim bir yastı,
Karanlık oda sıkkın duvarlar yüzümü astı…
Keskin bir kılıç, ağızdan dökülen her kelime,
Zorlama beni, aldırma şu kalemi elime,
Yoksa doğrarım da seni olursun lime lime!
Kanım aksın da bitsin bu ebedi sevda,
Ey sevgili söyle bana ne zaman bu kavuşma?
Varsın parçalansın bedenim kutlu yolda,
Sana kavuşmak gerek; olsam paramparça..
En şerefli amaçtır ki bu amaç zira,
Rıza-i ilahî var bu işin sonunda..
Şu zeminde olan değil başka şey; çakıl,
Sende de var, olduğu gibi bende akıl,
Etme eyleme, bırakma şu banyoda kıl...
Sızlar yüreğimde bir bir geçmişin tokat izleri,
Hatırlayınca unuttuğum anılar sizleri...
Batmış günaha günahsız bedenimin dizleri,
Çıkarmayın gün yüzüne bu apaçık gizleri...
Acıttı dilimi cürümlerin tatlı özleri,
İnan gönülden sen buna, etme sakın şikayet,
Kulak ver ki anlayasın, ne anlatır bu ayet.
Geldi insana peygamber ile hak bir hidayet,
Anla diye bunu verdi Rabbi'n sana feraset.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!